BDP Merkezi Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Van ve Antalya cezaevlerinde tutsaklara yönelik olarak gerçekleştirilen baskılara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Van F Tipi Cezaevi'ndeki tutsakların uğradığı kötü muamele sonucu 15'inci gününe giren açlık grevleri ile Antalya L Tipi Cezaevi'ndeki tecavüzlerin yine bu devletin yüzüne kara çaldığı belirtildi. Açıklamada, Van Cezaevi'nde tutukluların yakınlarının açık görüşmelerinde askeri nizam içerisinde sıraya sokulup içeri alındığı kaydedilerek, görüşme sırasında diğer masada bulunanlara selam verilmesi durumunda disiplin cezalarının uygulandığı ifade edildi.
Açıklamada, cezaevinde yaşanan diğer hak ihlalleri şöyle sıralandı:
"Görüşmecilerden özellikle kadın görüşmeciler çok çirkin ve aşağılayıcı aramalardan geçirtiliyorlar. Tutuklulara gruplar halinde haksız gerekçelerle disiplin cezaları veriliyor. Avukat görüşleri de dahil olmak üzere, koğuştan çıktıktan sonra çok kısa mesafelerde üç defa detektörle arama yapılıyor ve ayakkabılar çıkartılıyor. Bu aramalar tacize varacak noktaya ulaşıyor. Örneğin el detektörlerini defalarca kalçalarımıza sürtüyor ve bacak arası aramada tutukluların hayalarına sertçe değdirerek yapıyorlar. Gece geç vakitlerde koridorlar da yüksek sesli siyasi içerikli müzikler dinletip aynı zamanda çelik kapıları yüksek ses çıkartacak şekilde çarparak tutukluların uyku düzenine müdahale ediliyor. Telefon görüşmeleri askeri düzen içerisinde kullanılan ad-soyadı tekmilinden sonra başlamaktadır. Tutuklu bulunan hastaların sevk ve tedavileri zamanında ve yeterince yapılmamaktadır. Yapılan yemekler sağlıklı değil."
'Hükümet neden sessiz kalmaktadır?'
"Antalya kaçıncı Pozantı vakası" denilen açıklamada, şunları belirtildi: "Çeşitli nedenlerle ailelerinden küçük yaşta kopup, cezaevine düşen çocuklara devletin reva gördüğü muamele tecavüzler olmuştur. Antalya L Tipi Cezaevi'ndeki çocukların uğradığı taciz ve tecavüzlerden başta Adalet Bakanlığı ve hükümet sorumludur. Adalet Bakanlığı ile hemen her gün başka bir hak ihlalinden dolayı görüşmeler yürütüyoruz. Ancak ne yazık ki değişen hiçbir şey yok. Hukuk Komisyonumuzun yaptığı mağdur çocuklarla yaptığı görüşmeler neticesinde çocuklar bu durumların çok sık yaşandığını, cezaevi idaresinin olayların üstünü örttüğünü, tecavüzlerin duyulmasının ardından mağdur çocukların revire alındığını fakat hiçbir işlem yapılmadığını söylemişlerdir. Yıllardır devam eden tecavüzlerden yetkililerin haberinin olmaması mümkün müdür? Tutuklu ve hükümlülere işkence eden, insanlık dışı muamelede bulunan gardiyan ve müdürler ile bu tecavüzlerin sorumlusu olan kişiler aynı kişilerdir. Bu insanları koruyan, görevlerine devam etmelerini sağlayan da hükümettir. Hükümet neden sessiz kalmaktadır." DİHA
Güncelleme Tarihi: 27 Mayıs 2013, 15:25
SIRADAKİ HABER