'Bu savaşın acısını yaşayanlar da yer almalı'

BDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken, 21 Mart'a başlatılan yeni döneme ilişkin önerilerini bu hafta içerisinde hem hükümetle hem de diğer siyasi partilerle paylaşacaklarını belirterek, Meclis düzeyinde oluşturulacak bir komisyonun, sürecin sorumluluğunu alarak bir çalışma yürütmesini istediklerini kaydetti.

'Bu savaşın acısını yaşayanlar da yer almalı'
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 21 Mart Diyarbakır Newroz'unda okunan mesajının ardından hem hükümet nezdinde hem de çeşitli çevrelerden, sürecin ilerlemesi açısından Akil İnsanlar Komisyonu önerisi gündeme geldi. BDP Grup Başkan Vekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, Öcalan'ın yapmış olduğu çağrı ve yayınlamış olduğu mesajın Kürt ve Türkiye halkı tarafından sahiplenildiğini belirterek, bu çağrı üzerine KCK Yürütme Konseyi'nin de ateşkes ilan ettiğini hatırlattı. Baluken, bundan sonra daha çok Meclis'in ve hükümetin sorumluluğunda yürümesi öngörülen ve bu konuda da büyük bir toplumsal isteğin şekillendiği bir süreçle karşı karşıya olduklarını belirtti. Baluken, "Biz bu oluşan yeni süreçte Meclis'in ve hükümetin bir an önce inisiyatif alması ve somut adım atması gerektiğini düşünüyoruz. Dikkat ederseniz önce PKK'nin elindeki kamu görevlilerinin bırakılması, sonra Sayın Öcalan'ın Newroz'da milyonlara hitap edecek şekilde, milyonların şahitliği önünde yapmış olduğu çağrı ve sonra KCK'nin ilan etmiş olduğu ateşkes, bu konuda artık somut adımlarla şekillenecek bir sürecin olması gerektiğini ortaya koydu" dedi.

'Siyasi partilerle bu hafta görüşeceğiz'

Baluken, şu an atılacak olan en önemli somut adımın "Meclis düzeyinde oluşacak bir komisyonun bütün bu sürecin sorumluluğunu alacak şekilde bir çalışma yürütmesi" olacağını ifade ederek, "Biz hazırlamış olduğumuz öneriyi, bu hafta içerisinde çok büyük bir ihtimalle hem hükümetle hem de diğer siyasi partilerle görüşerek paylaşacağız. Bir ortaklaşmanın çıkmasını esas alıyoruz. Bizim sunmuş olduğumuz öneride, her siyasi partiden milletvekillerinin içerisinde olduğu bir barış komisyonu görevi görecek. Bu geçici kanunla belirlenmiş, geçici bir komisyonun oluşması çerçevesidir. Daha önce aslında bu konuda, diğer siyasi partilerin de dile getirmiş olduğu hususlar var. Bugün bu barış sürecine aslında, olumsuz bir cepheden yaklaşan CHP'nin de, daha önce tıpkı bizim formüle ettiğimiz bu komisyon gibi, toplumsal uzlaşma komisyonu olarak ortaya koymuş olduğu bir önerinin olduğunu biliyoruz. Barış komisyonu, toplumsal uzlaşma komisyonu ya da demokratikleşme komisyonu… Adını nasıl koyarsanız koyun oluşacak olan bu komisyon hem silahların devreden çıkması, geri çekilme süreciyle beraber ortaya çıkacak fiili durumu denetleme hem de yasal düzeyde yapılacak olan demokratikleşme çalışmalarını takip etme düzeyinde çok olumlu katkılar sağlar diye düşünüyoruz. Bizim öngördüğümüz bu komisyon, yasayla iç tüzüğe uygun bir şekilde geçici olarak, görev süresi iki yıl olarak tanımlanmış. Bunu bütün siyasi partilerden ikişer ya da üçer temsilcinin oluşturacağı bir komisyon şeklinde ifade ediyoruz" dedi. 

'Çalışmanın bel kemiği Meclis'tir'

Baluken, komisyonun gerekli çalışmaları ortaya koyması durumunda 30 yıldır yaşanan çatışmalı sürecin taraflar arasında yaratmış olduğu güvensizlik ortamının da hızla yerini bir güven ortamına bırakacağına vurgu yaptı. Baluken, şu an tartışmaların daha çok Akil İnsanlar Komisyonu üzerinden yürüdüğünü belirterek, "Ama biz aslında çalışmanın bel kemiğinin Meclis tarafından oluşturulacak olan bu barış komisyonundan geçtiğini düşünüyoruz. Tabi ki Akil İnsanlar Komisyonu da önemlidir ve mutlaka olması gerekir. Bizim öngördüğümüz mekanizmada barış komisyonu ile Akil İnsanlar Komisyonu arasında da bir ilişkinin, bir iletişimin olmasını bu şekilde birlikte yürütülmesi önemlidir. Biz siyasetin üzerindeki sorumluluğu barış komisyonunun alarak, süreci yönetmesi gerektiğini; ancak sivil toplum örgütleri, kamuoyu ve toplumsal boyutuyla da akil adamlar komisyonunun bu görevi yerine getirmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Tabi diğer taraftan bu akil adamlar komisyonu ve barış komisyonu, eğer çalışmalarını belli bir olgunluğa eriştirirlerse, yine cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar 90 yıllık Kürt sorunu içerisinde, yaşanmış olan travmaları, kaotik süreçleri, tahribatları ölümleri, faili meçhulleri ortaya çıkaracak bir hakikatleri araştırma ve tarihi yüzleşme komisyonunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Yani bir bütün olarak Barış Komisyonu, tarihi yüzleşme ve hakikatleri araştırma komisyonu ve Akil İnsanlar Komisyonunun eş güdüm içerisinde ve eş zamanlı olarak yürüteceği çalışmaların barışa gidecek yolu açacağını düşünüyoruz" dedi.

'Parlamento ve komisyon birlikte çalışmalı'

PKK'nin sınır dışına çekilmesiyle ilgili daha önce çekilme provokatif yaklaşımların ve askeri operasyonların ciddi kayıplara neden olduğunu hatırlatan Baluken, "Hem bu can kayıplarının yaşanmaması hem de silahlı güçlerin çekilme sürecinden sonra doğacak boşluğun farklı bazı silahlı unsurlar tarafından doldurulmaması için bir denetim mekanizmasının gelişmesine ihtiyaç vardır. Diğer taraftan tabi bu alanların çoğunu biliyorsunuz, boşaltılmış köyler oluşturuyor. İnsanlar bu 30 yıllık çatışmalı süreç içerisinde, farklı gerekçelerle bu alanlardan, kendi köylerinden sürüldüler. Dolayısıyla oluşacak bu komisyonlar aynı zamanda savaş mağduru olan ve kendi topraklarından çıkmış, kendi köylerinden uzaklaşmış olan halkımızın da tekrar bu yerleşim yerlerine gelmesiyle ilgili süreci de denetleme görevi görecek. Burada tabi parlamento grubu ve Akil İnsanlar Komisyonu teknik olarak bütün bu süreci yerel ayağıyla götüremeyebilir. Bu durumda şöyle bir mekanizmaya ihtiyaç doğar diye düşünüyoruz. Hem bu parlamentoda oluşacak komisyon hem de Akil İnsanlar Komisyonu beraber çalışacak" diye konuştu. 

'Bu savaşın acısını yaşayanlar da yer almalı'

Baluken, Akil İnsanlar Komisyonu'nun önemli bir görevi ve işlevinin olacağına dikkat çekerek, bütün bir toplumun güvenini kazanmış, hümanist duruşu ve tarafsızlığının herkes tarafından benimsenmiş olan kişilerden veya çevrelerden oluşmasının son derece önemli olacağına vurgu yaptı. Baluken, bu konuya katkı sağlamış demokratik kitle örgütlerinden sivil toplum kurumlarına kadar çok geniş bir yelpazenin olduğunu bildiklerini kaydederek, "Biz bu çevrelerin sürecin içerisinde olması gerektiğini düşünüyoruz. İnsan hakları mücadelesini veren, bugüne kadar Türkiye'deki hukuksuzluğun önünde evrensel kriterlere göre duruş sergilemiş bu vicdani durumu ortaya koymuş olan bütün demokratik kitle örgütlerini, sivil toplum örgütlerinin temsiliyet düzeyiyle mutlaka bu sürecin içerisinde olmaları gerektiği kanaatindeyiz. Tabi toplum vicdanını yansıtan aydınların, yazarların, sanatçıların bu sürecin içerisinde olması yine bizim açımızdan önemlidir. Eğer gerçekten yeni bir süreç başlayacaksa, bunu en iyi bilen çevrelerden biri de savaşın acısını yaşamış olanlardır. Bu çevrelerin temsiliyeti son derece önemlidir" dedi. 

'Önümüzdeki günlerde görüşümüzü açıklarız'

"İsimler düzeyinde kamuoyunda tartışma yürütülüyor. Hem hükümet çevrelerinden hem basın üzerinden hem de değişik çevrelerden. İsimler üzerinde yürütülen bir tartışma var. Açıkçası bugüne kadar biz daha çok ilkesel düzeyde bu konuyu ele aldık. İsimler düzeyinde ele alınan tartışmalardan çok, bu ilkeler üzerinden oluşacak bir komisyonun önemli olduğuna işaret ettik" diyen Baluken, bahsi geçen isimler arasında bu sürecin ağırlığını taşıyacak, bu sürece katkı sağlayacak pek çok isimin de olduğunu kaydetti. Baluken, "BDP'nin ilkesel kriterlerine uygun isimlerin belirlenmesi noktasında parti organlarının bir kararlaşma süreci yaşaması gerekiyor. Öyle bir tartışma yürütmesi gerekiyor. Önümüzdeki günlerde hem parti meclisimiz hem de merkez yürütme kurulumuz hem de parlamento grubumuz düşüncelerini, görüşlerini ortaya koyar. Akil İnsanlar Komisyonu'nun somutlaşması açısından önemli bir çalışmayı açığa çıkarır" diye konuştu. DİHA

Güncelleme Tarihi: 26 Mart 2013, 10:23
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER