Erdoğan'ın iktidar hırsı 'faiz lobisi'ne çalışıyor

Yaşanan her türlü "demokratik" talebi ve toplumsal olayı, "faiz lobisi"ne bağlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son iki aydır izlediği politika, seçimleri yenileme girişimi, koalisyonları engellemesi ve devreye soktuğu savaş konpesti ile dolar psikolojik sınır olarak kabul edilen 3 TL'yi buldu.

Erdoğan'ın iktidar hırsı 'faiz lobisi'ne çalışıyor
Doların 3'yi bulması Türkiye'nin dış borç düzeyinde 64,5 milyar TL kaybettirdi, Milli Gelir 10 bin 404 dolardan 8 bin doların altına düştü ve ekonomistler toplamda 95 milyar TL'lik kayıp bekliyor. Erdoğan'ın faiz lobisi suçlamasına maruz kalan Gezi eylemleri sırasında dolardaki yükseliş sadece 8 kuruş yükselirken, Erdoğan'ın yaklaşımlarından dolayı dolarda son iki ayda 30 kuruş artış yaşandı. Böylece Erdoğan'ın dövizdeki yükselişteki payı Gezi eylemlerinden 4 katın daha fazla ekonomiye zarar verdi. 

Türkiye'nin içine girdiği savaş konseptti, erken seçimin yarattığı siyasi belirsizlik ve yabancı sermayeye bağlı Türkiye ekonomisinin FED faiz artışını beklemesi gibi temel etkenlerle dolarda psikolojik sınır olarak kabul edilen 3 TL'yi test etti. Doların yükselişi ve ekonomideki kötü gidaşatı ile birlikte toplumsal olayları her açıklamasında "faiz Lobisi"ne bağlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, devreye koyduğu savaş konsepti, yarattığı savaş dili, seçim sonuçlarını tanımayarak erken seçimi gündeme getirmesi, koalisyon karşıtlığı, MB ile girdiği "faiz kavgası" ve 12 yıldır Türkiye ekonomisini dışa bağımlı hale getirmesi, ekonomideki kötü gidişatı körükleyerek, suçladığı 'faiz lobisine' hizmet eder hale geldi. 

2015 yılı başında 2,34 TL olan ve aylardır yükselişi engellenemeyen dolar, dün psikolojik sınır olarak kabul edilen 3 TL'yi test etti ve 2,94 üzerinde işlem görmeye başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın planladığı savaş konsepti, erken seçimin yarattığı siyasi belirsizlik, Türkiye'nin Ortadoğu politikasının çökmesi ve yabancı sermayeye bağlı Türkiye ekonomisinin FED faiz artışı beklentisi gibi temel etken ve riskler doların yükselişinde temel etkenleri oluşturdu. Doların yükselişini sağlayan tüm siyasi ve ekonomik belirsizliklere neden olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın politikaları, Erdoğan'ın daha önce dilline doladığı ve kendisine karşı olan herkesi ona çalışmakla suçladığı "Faiz Lobisi"nin işine yaradı. Erdoğan, doların yükselişe geçtiği Mart ayından beri bir yaptığı her açıklamasında kurlarda müthiş dalgalanmalar yarattı ve yılbaşından bu yana TL, dolar kuru karşısındaki yüzde 22 değer kaybı yaşadı. Bu durum, ekonomist ve siyasetçiler tarafından "Erdoğan 'Faiz Lobisi'ne çalışıyor" yorumlarına neden oldu.

MB'yi 'Lobici' diye suçladı 'lobi'ye yarandı

Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi iktidardan bağımsız olması gereken Merkez Bankası üzerinde ciddi faiz baskıları oluşturdu. Erdoğan, "enflasyonun düşmesi için faizleri indirin" hiç bir ekonomi literatüründe olmayan açıklamalarını sürdürürken, Erdoğan'ın MB'yi hedef alan her açıklamanın ardından piyasalar gerildi ve dolar yükseldi. Erdoğan'ın, 16 Ocak'ta MB'ye "faizi indirin" baskısını yaptığı gün dolar 2,30 seviyesinden işlem görürken 3 hafta sonra 18 kuruşluk bir sıçramayla 2,48'den işlem gördü. 26 Şubat'ta Erdoğan, MB Bankası Başçıya "Bize karşı bağımsızlık mücadelesi veriyorsun, başka yerlere bağımsızlığın var mı?" diyerek "faiz lobisi"ni işaret etti ve bu açıklamaların yapıldığı sırada dolar 2,49'dan işlem gördü. Bir gün sonra, 27 Şubat'ta Erdoğan'ın yine MB'yi hedef aldığı "Vatanı satmak faizle olur" açıklaması ile piyasalar gerildi ve hemen aynı gün doların 2 puan artarak 2,51'i aşması, aslında "faiz lobisi"ni değil lobi ile Erdoğan'ın arasındaki ilişkiyi gözler önüne serdi.

Doların artışı Erdoğan'ın savaş açıklamalarıyla hızlandı

Türkiye'nin ekonomik ve siyasi yapısını normalleştirecek olan "Çözüm Süreci"nin geldiği en üst nokta Dolmabahçe Mutabakatı'nın 28 Şubat 2015 tarihinde okunması ve hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gerilim ve şiddet diliyle yaptığı açıklamalar bir yandan siyasi belirsizlik ve savaş durumunu yaratırken, bu durum piyasalara da olumsuz etkilerde bulundu. Mart ayının başında 2,50 TL'yi seviyesinde işlem gören Dolar, Erdoğan ve kurmaylarının demokratik siyaseti hedef alan açıklamalarıyla geçen Mart ayının sonun da 2,60 TL'den işlem gördü. PKK Lideri Öcalan üzerinde başlayan tecrit ile siyasi alanın gerildiği Nisan ayında da AKP'liler tarafından Kürt siyasi hareketi "Bölgeyi başına yıkarız" sözleriyle hedef aldı ve dolar Nisan ayında 2,70 seviyesine yaklaştı.

7 Haziran'da öncesindeki dalgalanmalar

Kürt hareketine yönelik şiddet ve tehdit içeren açıklamalar, AKP'nin desteklediği IŞİD çetelerinin Kürt siyasetine saldırıları ve "Çözüm Süreci"nin fiili olarak durdurulması sonucu oluşan siyasi belirsizlikler içinde 7 Haziran seçimlerine yaklaşılırken, dolar seçim öncesi dalgalanmalar yaşadı. Seçimlerin hemen sonraki günlerde 2,75'i gören dolar, Erdoğan tarafından devreye sokulan savaş öncesine kadar 2,60-2,70 seviyeleri arasında kalabildi.

Erdoğan savaşı, lobisi ise doları yükseltti

Erdoğan'ın bizzat başkanlığıyla ve talimatlarıyla Haziran ve Temmuz ayında yapılan "Güvenlik Zirveleri"nin ardından yaşanan Suruç katliamı ve ardından devreye konan savaş süreci döviz kurunu Türkiye tarihinde hiç görülmedik seviyelere taşıdı. Dolar, IŞİD'e yönelik olduğu iddia edilen ancak PKK ile tüm demokrasi güçlerini hedef alan, çözüm süreci ve ateşkesin bitmesine neden olan 24 Temmuz gecesi başlayan askeri ve siyasi operasyon dalgaları ile 2,80 sınırına dayandı. 

Erdoğan'ın koalisyon karşıtlığı piyasaları vurdu

Savaş konseptinin bir parçası ve sonraki adımı olan erken seçim tartışmaları da piyasalardan sert tepki aldı. AKP-CHP koalisyonu gündemde tartışılırken Erdoğan'ın ise "mutlak iktidar" arayışlarında koalisyon karşıtı sözleri piyasalarda tedirginlik yarattı. 13 Ağustos günü yapılan AKP-CHP görüşmesinden koalisyon çıkmaması sonucu güne 2, 75 ile başlayan dolar, bir anda 2.82'yi buldu.

Erdoğan-Lobi ilişkisinin faturası ağır oldu

Dolar, Ağustos ayına 2,8 seviyesinin altında girerken, Kürt hareketinin "barış" çağrılarına asker cenazelerinde "savaş" çağrılarıyla yanıt veren ve koalisyon tartışmalarına müdahale edip, erken seçim propagandası yaparak, siyasi belirsizlik oluşturan Erdoğan'ın açıklamaları sonrası sürekli arttı ve 3 TL'yi buldu. Doların Ağustos ayındaki yüksek artışı ise Türkiye ekonomisine ağır fatura çıkarttı. 

Bir aylık politikası Türkiye'ye 64,5 milyon TL kaybettirdi

Merkez Bankası'nın açıkladığı son verilere göre özel sektörün 277,4 milyar dolar ve kamunun ise 113,3 milyar dolar dış borcu bulunuyor. Özel sektörün dış borcunu Ağustos ayının başında 2,78 seviyesinde olan kurdan hesaplandığında 771,17 milyon TL, kamunun ise 312,97 milyon TL gözüküyor ancak, dün gün içinde 3 TL'yi gören ve 2,94 seviyesinden işlem gören kur üzerinden hesaplandığında ise faturanın boyutları da ortaya çıkıyor. Buna göre, özel sektörün bu günkü borcu 815,55 milyon TL, kamunun ise 333,1 milyon TL. Yani Ağustos ayında Erdoğan savaş devamını isteyen ve koalisyon karşıtı açıklamaları ile arkasında bıraktığı dış sermayeye bağlı ekonomik yapı yüzünden özel sektörün dış borcu 20 günde 44,3 milyon TL, kamunun ise 20,2 milyon TL borcu arttı. 

AKP-banka işbirliği

Ayrıca AKP'nin iktidarı döneminde arka bahçesi haline getirdiği kurumlardan biri olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) geçen sene yayınladığı ücret alınacak kalemleri sınırlayan yönetmelikte halktan para toplamanın başka bir aracı oldu. Bankaların ücret ve komisyonlar ile hizmet gelirleri, 2015 yılı Mart sonu itibarıyla 3 ayda üç katına çıkarak 6,6 milyar TL'yi buldu. BDDK, binlerce şikâyet üzerine çıkartılan yönetmeliğin tüketici birliklerinin görüşüne göre değil de BDDK tarafından hazırlanmasının bankaların işine yaradı. 

Milli gelirde 95 milyar dolarlık kayıp bekleniyor

Dolar kurundaki artışın emekçiye yansıması da ağır oluyor. Dolardaki her yüzde 10'luk artış gerçek enflasyonun 1,5 puan yükselmesine neden oluyor. Gerçek enflasyonun artışıyla birlikte, dolar üzerinden yapılan başta gıdayı kapsayan ithal ürünlerin pahalılaşması da tüketiciyi iki kez vuruyor. Milli gelir kişi başına 2 bin dolardan fazla gerilerken, ekonomistler toplam milli gelirin 95 milyar dolar kayba uğrayacağını savunuyor. Petrolden üretilen enerjide Türkiye'de dolarla birlikte pahalılaşırken, ulaşımdan tarıma kadar bir çok yerde hayatı olumsuz etkiliyor. Açıklandığında 409 dolar olan asgari ücret ise bu gün 345 dolara gerilemesi manzaranın boyutunu ortaya koyuyor. 

Dolar bazındaki milli gelir düşüyor

TÜİK tarafından Nisan ayında açıklanan verilere göre kişi başına milli gelir 10 bin 404 dolar olarak hesaplandı. Ancak bu farkı 2,94'lük kur ile hesaplandığında kişi başı milli gelirimizin 8 bin doların altına düştü. Öte yandan kurdaki artışla beraber Türkiye'nin dünya listesinde ekonomik olarak 18. sırada yer alırken, bir sıra gerilemesi bekleniyor.

Havuz medyasının Faiz Lobisi kartı

Öte yandan, kurların her zaman yükselişe geçtiği dönemlerde de Erdoğan'ın havuz medyası devreye giriyor ve ekonomide yaşanan her şeyi "Faiz Lobisi" suçlamasıyla halka sunuyor. Örneğin, Erdoğan ve MB arasındaki tartışmaların alevlendiği ve doların 2,62'leri bir anda gördüğü zamanlarda, 4 Mart 2015 tarihinde Sabah Gazetesi, "Faiz lobisinin kur tezgahı" manşetiyle çıktı. Havuz medyası, Türkiye'yi yönelik kaosa sokma planları çerçevesinde 'Londra'daki bankalar ve yerli finans merkezlerinin, milyarca dolarla piyasada sokarak, günde yüzde üç kar elde ettiğini öne sürdü ancak bu doğru bile olsa, istatistikler faiz üzerinden edinilen karın "Lobi" üzerinden değil, Erdoğan'ın açıklamaları üzerinden edinildiğini gösteriyor.

Faiz Lobisi nasıl gündeme geldi?

Erdoğan, Haziran 2013'teki Gezi Parkı protestoları sırasında AB ve ABD bankalarının, yabancı casuslar ve medya mensuplarından oluşan bir küresel "Faiz Lobisi"ni AKP'yi devirmeye çalışmakla suçladı. İddiaları araştıran Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), "faiz lobisi'ne ilişkin incelemesinde kanıt bulamadı ve eylemlerin sürdüğü 20 Mayıs-19 Haziran arasındaki işlemlere ilişkin incelemesine göre, yerli ve yabancı yatırımcılar yasadışı işlem yapmadığı gibi, işlemlerde manipülasyona da rastlanmadı. Erdoğan son olarak "dış güç etkisinde" dediği MB Başkanı Başçı'nın, faiz lobisinin verdiği talimatlarla hareket ettiğini ileri sürmüştü ancak "vatan hainliği" gibi önemli bir iddianın olduğu bu kavgada ileriki süreçlerde tatlıya bağlandı. 

Erdoğan'ın hırsı Gezi'yi 4'e katladı

Erdoğan'ın faiz lobisinin eseri olarak suçladığı Gezi Eylemleri sürecinde dolar 1,84'ten 1,92'ye yükselerek 8 puanlık artış yakaladı. Oysa Seçimden beri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ülkeyi sürüklediği siyasi ortamın kurda yarattığı dalgalanma dolarda tam 30 artışa neden oldu. Seçim sonrasında 2,70'den işlem gören dolar gelinen aşamada 3 TL'yi buldu. Ayrıca Gezi'de yaşanan dolar artışında bizzat cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "polisi yetkilendirerek" eylemleri bastırması piyasaların tepkilerinin temel etkisi oldu. DİHA


Güncelleme Tarihi: 21 Ağustos 2015, 11:05
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER