"Mehmet İstif, 17'nci Mersin Akdeniz Oyunları'nın açılış töreni öncesinde Gazi Mustafa Kemal Bulvarı'nda gerçekleşen Taksim Gezi Parkı protestolarına katılmış, polisin eylemcilere biber gazı ile müdahale edip, dağıttığı sırada yakın mesafeden yüzüne biber gazı sıkılmıştı.
Olay kendi ifadesiyle şöyle gerçekleşmişti: '20. 06. 2013 tarihinde Mersin Forum AVM önünde gerçekleşen eylemde ben de yer aldım. Bu eylem sırasında kaskındaki numarasından Kahraman Maraş polisi olduğunu anladığım polis memuru eylem boyunca beni takip etti, sonrasında 40 cm mesafeden elindeki gaz tabancasıyla ağız bölgeme uzun süre gaz sıktı...'
İstif, yüzünde, ağzında oluşan kızarıklık ve şişlikler nedeniyle Toroslar Devlet Hastanesi'ne başvurmuş, burada muayene edilen İstif'e enfeksiyon tanısı konulup, tedavisi için sprey türü ilaçlar verilmişti. Ancak Mehmet İstif'in ağzındaki yaralar daha da kötüleşmiş, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde tedavisine devam edilen Mehmet İstif'e biyopsi yapılmıştı. Dilindeki yaranın dil kökü kanserine dönüştüğü saptanmış, radyoterapi ve kemoterapi tedavisine başlanmıştı."
İstif'in yüzünde, ağzında oluşan kızarıklık ve şişlikler nedeniyle Toroslar Devlet Hastanesi'ne başvurduğunu, burada enfeksiyon tanısı konulup, tedavisi için sprey türü ilaçlar verildiğini hatırlatan Kürkçü, "Ancak Mehmet İstif'in ağzındaki yaralar daha da kötüleşmiş, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde tedavisine devam edilen Mehmet İstif'e biyopsi yapılmıştı. Dilindeki yaranın dil kökü kanserine dönüştüğü saptanmış, radyoterapi ve kemoterapi tedavisine başlanmıştı" hatırlatmasında bulundu.
'BAKANLIK VE YARGI GÖREVE'
Kürkçü, "Polisin gösterilerde hunharca kullandığı biber gazı bir canın daha aramızdan ayrılmasına yol açtı" derken, bu cinayetin sorumlusu olan polislerin acilen bulunmaları, yargılanmaları ve ceza almaları için İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere savcı ve hakimleri göreve çağırdı.
"Türkiye’de demokratik protesto hakkını kullananlara vahşice saldıranlara, bu saldırıların emrini verenlere, bu tür saldırıları ‘kahramanlık destanları’ ile meşru göstermeye çabalayan AKP iktidarına karşı demokrasi ve hukuk mücadelemiz sürecektir. Evrensel demokratik bir hak olan toplantı ve gösteri yapma özgürlüğünü sınırlandıran ve engelleyen siyasi iktidarın bu tutumu Türkiye’nin hiçbir yerinde kabullenilmeyecektir."
