Kürt kadınlarının sözleri kader tayin edicidir

DTK 2. Kadın Buluşması'nda konuşan DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, kadının içinde bulunmadığı bir barışın barış olamayacağını belirterek, "Kürt kadın hareketi herkesin gıpta ile baktığı bir özgürlük mücadelesini gerçekleştirdi.

Kürt kadınlarının sözleri kader tayin edicidir
Özgür geleceğimizin muazzam bir deneyimine sahibiz. Savaşın en acısını biz kadınlar yaşadık. Kadınları bu sürecin dışına tutmaya çalışacaklar; ancak kadınların tam da kendini var etme sırasıdır" dedi. 

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) 2'nci Kadın Buluşması DTK binasında başladı. Toplantının yapıldığı salona "2'yemîn Civîna Jinên Kurd a KCD" pankartı asılırken, karanfiller içinde Paris'te katledilen 3 Kürt kadın siyasetçinin fotoğrafları masanın üzerine konuldu. Toplantıya, DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED) Başkanı Zübeyde Teker, Sosyalist Kadın Meclisleri üyelerinin yanı sıra Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) aktivistleri katıldı. Toplantıda, DTK Kadın Meclisi Üyesi Songül Morsümbül, toplantının amacının kadınların müzakere sürecinde kadının rolünün ve anayasal süreçte kadınların taleplerinin tartışılması olduğunu ifade etti. Açılış konuşmasının ardından demokrasi mücadelesinde yaşamını yitiren kadınların anısına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Daha sonra söz alan DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, geleceklerinin belirlendiği bir süreçten geçtiklerini ifade ederek, "Bu toplantıyı önemsiyoruz. Çünkü özgür geleceğimizin belirlendiği yeni bir yaşamın belirlendiği tarihi bir süreci yaşıyoruz. Böylesi bir süreçte barış için en çok mücadele eden kadınların söyleyeceği anlamlı ve değerli sözler söylemesi gerekiyor, barışa katkıda bulunması gerekiyor" dedi. 

'Yok edici inkara rağmen destansı direniş sergilenmiştir'

İmralı'da yapılan görüşmelerin Kürt halkının direnişi sayesinde başladığını dile getiren Tuğluk, "Bu barış önemli bir aşamaya gelinmiş tarihi bir süreçle birlikle İmralı'da görüşmeler yapılıyor. Bu görüşmeler halkımızın onurlu direnişi sayesindedir. Yok edici, inkara rağmen destansı direniş sergilenmiştir bu topraklarda. Çok bedeller ödendi bu topraklarda, en çok kadınlar bedeller ödedi. Tek istediğimiz var olan hakkımızı geri almaktı. Kürt halkı ve Sayın Öcalan'ın burada çok emeği var. İmralı'da yapılan görüşmeler halkın ve Kürt kadınların sayesinde ise, görüşmelerin ilerlemesi de yine halkımızın ve Kürt halkının vereceği mücadele sayesinde olacaktır. Kimse bizlere altın tepsi ile özgürlüğümüzü sunmayacaktır. 21 Mart Amed Newroz'unda Sayın Öcalan'ın özgürlük manifestosu ile bulunduğu çağrıda, bir son değil yeni bir başlangıç denildi. Biz kadınlar olarak da bu yeni süreçte özgürlük bayrağımızı yükseltmemiz lazım" diye konuştu. 

'Bu topraklarda Kürt kadını özgürlük mücadelesini gerçekleştirdi'

Kadının içinde bulunmadığı bir barışın barış olamayacağını belirten Tuğluk, Kürt kadınının bu süreçteki pozisyonunun önemli olduğuna vurgu yaptı. Kürt kadınlarının söyleyeceği sözlerin kader tayin edici olduğunu vurgulayan Tuğluk, "Bu coğrafyada Kürt kadın hareketi herkesin gıpta ile baktığı bir özgürlük mücadelesini gerçekleştirdi. Özgür geleceğimizin muazzam bir deneyimine sahibiz. Tabi Kürt kadınları olarak yaşadıklarımızla mücadelenin yükseltilmesinin hiç kolay olmayacağını biliyoruz. Savaşın en acısını biz kadınlar yaşadık. Eğer şuan bir çözüm geliştiriliyorsa biz kadınların pozisyonunda içerisinde yer alması gerekiyor. Kadınları bu sürecin dışında tutmaya çalışacaklar; ancak kadınların tam da kendini var etme sırasıdır" diye belirtti.

'Özgürlük yolumuzun başındayız önümüzde uzun bir yol var'

Görüşmelerin hala devam ettiğini söyleyen Tuğluk, "Sayın Öcalan'ın mektubundaki gibi silahlı bir dönemden silahsız bir döneme geçiliyor denildi. Kürt hareketi de çözüm noktasında iradesini net olarak ortaya koydu ve PKK de adımını attı. Burada bir sorun var. Çözüme tek taraflı adımlarla gidilebilir mi? AKP iktidarı ne yapacak? Nasıl çözecek bu sorunu. Sorun sadece silahların yurt dışına çekilmesi değildir. Sorun Kürt halkının anayasal eşit vatandaşlık hakkının tanımlanması. Şu ana kadar işleyen döneme bakıldığında kadını sürecin dışında tutan mekanizmaların kurulduğu görülüyor. Bizler ise resmi kurumların davetini beklemeden kendi mekanizmalarımızı geliştirmeliyiz. Özgürlük yolumuzun en başındayız daha, önümüzde uzun bir yol duruyor. Analarımızın vicdanları bu topraklara barışı getirecek. Biz başaracağız çünkü barış bu halkın hak ettiği bir şeydir. Kendimize güvenmeliyiz. Kürt halkına ve Sayın Öcalan'a güveniyoruz başkasından beklemeden kendi mücadelemizi barış ile taçlandıracağız. Bu süreçte tüm kadınları sorumluluk üstlenmeye çağırıyoruz" diye konuştu. 

Tuğluk'un ardından konuşan DÖKH aktivisti Fatma Kaşan da, yapılan görüşmelerin kalıcı bir barışa evirilmesi için kadın cephesinde örgütlülüklerinin örülmesi gerektiğini aktardı. Kaşan, yapılan süreçte kadının eşit temsiliyetinin ve değişecek olan yasal değişikliklerinin toplumsal cinsiyetin kazanımlarının elde edilmesi olduğunu söyledi. 

Bugün sona erecek olan toplantı basına kapalı olarak devam ediyor. DİHA

Güncelleme Tarihi: 14 Nisan 2013, 13:07
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER