Sanatçılar: 21 Mart tarihin başlangıcıdır

PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Diyarbakır Newrozu'nda yaptığı çağrıyı değerlendiren sanatçılar, barış için gerekli adımların atılmaya başlandığı noktasında hem fikir.

Sanatçılar: 21 Mart tarihin başlangıcıdır
Tiyatrocu Deniz Türkali, Öcalan tarafından başlatılan sürece ilişkin, "21 Mart tarihi bir gündü. Tarihin başlangıcıdır" değerlendirmesinde bulunurken, sanatçı Suavi ise, iktidarın öncelikle sürece yönelik güven oluşturulmasında sorumluluk taşıması gerektiğini söyledi. 

Diyarbakır'da 21 Mart'ta gerçekleşen Newroz kutlamasında PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın mesajının okunmasıyla başlayan yeni döneme ilişkin toplumun hemen her kesiminden olumlu sesler yükselirken, aydın ve sanatçılar da barış sürecini destelediklerini belirterek, devlet tarafından atılacak adımların barışa dönük olması beklentisi taşıdıklarını ifade etti. Sürece ilişkin konuşan Tiyatrocu Deniz Türkali, PKK Lideri Öcalan tarafından başlatılan sürece ilişkin, "Gerçekten çok sevindim. Çok olumlu ve heyecan verici bir süreç" değerlendirmesinde bulunarak, "21 Mart tarihi bir gündü. Tarihin başlangıcıdır. Vedat Türkali, 'Türkiye'nin en akil adamı Abdullah Öcalan'dır' demişti. Babamın söylediklerine katılıyorum. Gencecik insanların ölmeyeceğini düşünmek çok umut verici" diye konuştu. "Her şey bundan sonra başlıyor" diyen Türkali, "Abdullah Öcalan'ın mesajda da belirttiği gibi barış sürecini tartışarak, konuşarak yürütmek gerekiyor. Bu süreçte barışın karşısında duran her şeye direnmek gerektiğini düşünüyorum. Barış sürecinin devam etmesini diliyorum tabii bundan sonrası siyasetçilerin işi" dedi. 

'Sürecin takipçisi olmak lazım'

Kardeş Türküler'in solistlerinden Feryal Öney ise, Öcalan tarafından gönderilen mektubun Türkiye'deki birçok farklı kimliği kapsadığını kaydetti. "Gerçekten umutlandırıcı bir mektup" diyen Öney, "Artık ölümlerin olmayacağını düşünmek çok güzel. Ama asıl iş bundan sonra başlıyor" dedi. Öcalan tarafından başlatılan süreçte, toplumun her kesiminin kendini eşitçe ifade edebilmesinin önemine dikkat çeken Öney, "Toplumsal barış için herkesin eşitçe kendisini ifade edebileceği bir Türkiye olacak mı? Bu noktada biz sanatçılara ve herkese çok iş düşüyor. Rahatlayıp gevşememek, sürecin takipçisi olmak lazım" diye konuştu. 

'Kürt halkının gözünden görmeyi denemek lazım'

Barışa destek olunması gerektiğinin altını çizen oyuncu Mahir Günşıray ise, toplumun bakış açısının değişmesi gerektiğine işaret etti. "Büyük şehirlerde yaşayan 'Beyaz Türk' noktasından değil, ülkenin güneydoğusunda, doğusunda yaşayan, bize aynı gelen ama aslında pek de öyle olmayan, Kürt halkının gözünden görmeyi denemek lazım" diyen Günşıray, şöyle devam etti: "Kimi medyanın ve siyasilerin kışkırtmalarına kulak asmamak gerek. Alternatifsiz itirazlarla çaresizlik emareleri gösteriyorlar ve savaş isteyen son insan topluluğunu kışkırtmaya çalışıyorlar. Kürt meselesinde biraz daha objektif olmaya çalışmak lazım; barış ve huzur istemek bu düşünceye aykırı düşmüyor. Kısaca ne olursa olsun, barıştan yana olun; hiç bir meselenin zorla, silahla, güçle, baskıyla çözülemediğini ve çözülemeyeceğini gördüğünüzü umut ediyorum." 

'Barışa yürüyen yolda olumlu adımlar atıldı'

"Yıllardır yaşanan bu acılara dur demek çok anlamlı" diyen Moğollar grubunun solisti Cahit Berkay da, "Yıllardır yaşanan acıların katlanmayacağını, insanların ölmeyeceğini bilmek sevindirici bir durum" dedi. Barışa yürüyen yolda gerekli olan olumlu adımların atıldığını belirten Berkay, "Bu nedenle bu sürece herkesin olumlu yaklaşması gerekiyor. Herkesin anlaması gerekiyor" diye konuştu. 

'Demokratikleşmeye dönük yasal düzenlemeler hayata geçirilmeli'


Sanatçı Servet Kocakaya, silahlı mücadelenin siyasete evrilebileceği fikrinin memnuniyet verici olduğunu ifade ederek, "Kürt siyasi iradesi bu anlamda atması gereken adımı attı. Sürecin sağlıklı ilerlemesi adına, devletin gerekli karşılıkları vermesi, Kürtler arasında gerçekleşebilecek olası tarihsel güvensizliğin de panzehiri olacaktır" dedi. Barıştan yana tavır sergileyen tüm Kürt siyasetçilere teşekkürlerini ileten Kocakaya, "Aynı teşekkürü hükümet-devlet kanadına da sunabilmeyi çok istiyorum. Bu yüzden daha fazla gecikmeden demokratikleşmeye dönük yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesini sabırsızlıkla bekliyorum" dedi. 

'Her iki tarafında çok dikkatli adım atması gerekiyor'

Oyuncu Derya Alabora ise, "Bu süreci çok önemsiyorum. Türkiye'nin barışa ve kucaklaşmaya çok ihtiyacı var. Her iki tarafın da çok dikkatli adımlar atması gerekiyor" diyerek, barış ortamını istemeyen farklı görüşte insanlar olduğunu anımsattı. "Artık silahların susması ve bundan sonra yapılacak şeyler için masaya oturmak gerekmektedir" diyen Alabora, bu yapılacak şeylerin ise, sakin ve sağduyulu davranarak, demokratikleşme sürecinin önüne çıkacak engellere kulak asmamak, sevgi ve dostlukla insanların birbirini kucaklaması olduğunu belirtti. 

'Yüreklerdeki yaraları göz ardı etmemek gerekiyor'

Bu Newroz'un silahların sustuğu ve barışın filizlendiği bir bahar getirmesini umut ettiğini ifade eden ses sanatçısı Ayşenur Kolivar, "Bir daha yeni acıların yaşanmamasını, barışmayı temenni ediyoruz. Ama barışmak her zaman barış getirmeyebilir. Yüreklerdeki yaraları da göz ardı etmemek ve bunları sarmak için çabalamak da gerekiyor. Bu çatışmalarda çocuklarını yitiren analara artık bizi evladınız yerine sayın diyebilmemiz gerekiyor. Ümit ediyoruz ki bu bahar barış güneşi yaşadığımız bütün coğrafyaların üzerinde aynı parlaklıkla doğsun" diye konuştu.

'Barış süreci omuzlarda önemli bir ağırlıktır'


Sanatçı Suavi de, Öcalan'ın imzasını taşıyan mesajla başlayan sürecin demokratik hak ve özgürlüklerin, kadınların, işçilerin, öğrencilerin, kimliklerin ve inanç gruplarının, ezilen, aşağılanan, ötekileştirilen, eziyet edilen, sömürülen katmanların-kültürlerin kendilerini egemen olan engellerden çoğunlukla arınarak daha özgürce ifade edebilmeleri anlamı taşıdığını kaydetti. Suavi, "Her türden anti-demokratik icraatların deşifre edilmesi ve iktidarın foyasının yaşanan bu iklime rağmen günışığına çıkarılması da sağlanabilecektir. Bu aşamada barış süreci omuzlarda önemli bir ağırlıktır" ifadesinde bulundu. Kazanmak için her kesimin bir şeyler kaybetmeye hazırlıklı olması gerektiğine işaret eden Suavi, iktidarınsa öncelikle sürece yönelik güvenin oluşturulmasında sorumluluk taşıması gerektiğini ve barışın kalıcı olması için sorumluluk üstenmesi gerektiğini kaydetti. Sürecin genel bir af çıkarılmasını da kaçınılmaz kılmakta olduğunu ifade eden Suavi, "İktidarın, Meclis'in olası genel affın hukuki, adli, siyasi vesaire tüm alt yapısını hazırlaması gerekmektedir. Roboski raporu yeniden gözden geçirilmeli ve sorumluları açığa çıkarılarak gerekli yasal işler derhal yapılmalıdır" dedi. DİHA

Güncelleme Tarihi: 26 Mart 2013, 10:18
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER