Van’da Kurumların Bilinçaltı Manzaraları

Yerleşim yerlerine anlam kazandıran “kent” olmasını sağlayan temel neden, ticaret ve sanayi ile uğraşan kesimlerin uğraş alanın, kamu kurumlarıyla oluşturdukları planlı ve geleceğe dair öngörüleridir.

 

Böyle baktığımızda Van bir kent midir?

 

Mutlaka hepimizin, tüm olumsuzluklara rağmen evet diyeceğini sanıyorum. Ancak ticaret ne durumda, sanayi kaldı mı, eğitimi düzeltebildik mi, kentin alt ve üst yapısı ne durumda ve geleceğe dair umutlarımızın gerçekleşme olasılığı nedir?  Yanıtlarına muhtaç olduğumuz sorunlar bunlardır.

 

Her sokakta yolun tam da ortasına kurulan çadırlar, aslında çaresizliği değil, günü birlik düşünmenin biraz da umursamazlığın tezahürüdür.

 

İşte şuan Van için de durum aynıdır. Artık geleceğe dair umutların yeşermesi gerekir. Bunu kim yapacak? Toplumun her kesimi.

 

Bakanlık, STK"lar, Belediye ve kendini katan tüm bileşenler. Daha öncede belirtmiştim, şuan bir çok toplantı yapılıyor ve bir “beyin fırtınası” olması gerekçesiyle de olumludur. Ama umarım daha da fazla uzamaz.

 

Valilik, krizi iyi yönetemediği eleştirilerine muhatap oldu. Ancak bundan ne derece ders çıkardığını, devam eden sorunlara bakarak tahmin edebiliriz.

 

Van, bir felaket yaşadı. Bankalar, KOSGEP, SODES, Tedaş, Telekom ve daha niceleri, bu felaketin gereğini ne kadar yapmadı. Yapmak istemedi.

 

Belediye" ye değinmeden hakkı teslim etmek olmaz. Belediye, deprem öncesi tabiri caizse arı gibi çalıştı. Yer altı, yer üstü ve su sorunları ile ilgili geleceğe dair projeler hayata geçirmek üzereyken deprem oldu. Gelir kalemlerinin en önemlisi olan su ve emlak vergisi sıfıra inince, Belediye de kımıldayamaz hale geldi.

 

Ama bu artık zaman aşımına girdi ve bahane olamaz. Yollarımızın hali ortada. Bana kimse bunun mazeretini açıklayamaz. Van"ın yolları köstebek yuvasına dönmüştür. Çamurdan geçilmez oldu. Bunun için çok paraya ihtiyaç yoktur.

 

Belediye personelini harekete geçirmek yeterli olacaktır. Sebze halinden Cumhuriyet caddesine kadar ancak on-on beş dakikada gelinebiliyorsa, belediyenin artık bunu görmesi gerekir.

 

Valiliğe bağlı TOKİ yolları yine içler acısı, özelliklede Kevenli"de ki  Toki yolu artık kullanılamaz durumda. Hatta orada ikamet eden avukatlar, dava açacaklarını söylemişti.

 

İktidar milletvekilleri, bu aralar sıkça demeç veriyorlar. Ama zaman demeç zamanı değil artık.

 

Eylem zamanıdır. Halk perişan durumdayken ve bir iktidar vekili olarak gelip tespit yapmaya kalkışmak abesle iştigaldir. Demezler mi sizi tutan mı var, yapın işte. Yok eğer amaç arada bir görünmek ise bence gerek yok. En azından Erciş kadar, Van"ın da görülmesi gerekmez mi?

 

Telefon ve internet hizmetleri için vatandaş saatlerce ancak Telekom"un yeni bürosunu bulabiliyor. Vatandaş, basit bir iş için yarım gün harcamak zorunda değildir. Vatandaşı buna mecbur eden Telekom idaresine, bu bir idare midir? Diye sormak lazım.

 

Artık elektrik kesintilerinden bıktı insanlar. Defalarca bu mağduriyet dile getirilmesine rağmen, kesintiler son surat devam ediyor. TEDAŞ buna ne zaman çözüm bulmaya çalışır acaba.

 

Sağlık hizmetleri, çok sınırlı ve istenilen düzeyde değildir. Üniversite hastanesi poliklinik seviyesinde hizmet vermeye başlasa da sorunu çözmüş değildir.

 

Kısacası Van hala normalle dönmüş değildir. En hızlı normalle dönen kesim öğretmenler oldu. Şimdilerde ise esnaf tüm sıkıntılara rağmen ayağa kalkmaya çalışıyor. Bunu taktir etmek gerekir.

 

Halk kısmen normalleşti, ama kurumların aynı performansı sergilediğini düşünmüyorum.

Buna rağmen geleceğe dair güzel umutlar, büyütmeye devam edeceğiz. Kurumların bilinç altında hala nasıl olsa “felaketteyiz” edebiyatına yatmak vardır. Daha bir süre belki arada bir sallanacağız ama ötesi yok artık. Buna inanıyoruz.

 

Kendi küllerimizden yeniden doğacağız. Çünkü hep böyle oldu.

YORUM EKLE