Anne Aslıhan Doru (27), maddi imkansızlıklar nedeniyle ne kendisi ne de kızının tedavi olamadığını belirterek, "Bir deprem vurdu, bir de devlet. İlla ya biri sakat kalacak ya da ölecek, sonra birileri el uzatıyor" dedi.
Van ve Erciş'te 23 Ekim - 9 Kasım 2011'de meydana gelen ve 644 kişinin yaşamını yitirdiği, binlerce kişinin yaralandığı depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen yaralar hala sarılmadı. Kızılay tarafından dağıtılan yazlık çadırlarda yurttaşların soba kurup ısınmaya çalışması beraberinde ölümleri getirmişti. Kış boyunca hem çadır kentlerde hem de mahalle aralarında 200'e yakın çadırda yangın çıkarken, yangınlarda çoğu 3 ile 7 yaşlarındaki çocuklardan oluşan 11 kişi yaşamını yitirdi, onlarca kişi de yaralandı. Yangından dolayı mağdur olan ailelerden biri de Doru ailesi.
2.5 aylık bebek yaşamını yitirdi
Deprem sonrası 7 nüfuslu Doru ailesi, Van'ın Şahbağı Mahallesi'nde tek gözlü evlerinin yanına kurdukları ve Van Valiliği tarafından verilen yazlık çadıra yerleşti. Doru ailesinin çadırında 16 Aralık 2011'de sobadan kaynaklı yangın çıktı. Yangında 4'ü çocuk 5 kişi yaralandı. 2.5 aylık bebek Mehmet Doru, ağır yaralı olarak Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevk edilirken yolda yaşamını yitirdi. Yaralılardan anne Aslıhan Doru ve kızı Gülcan Doru (3) ise, ambulansla Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürülerek tedavi altına alındı. Diyarbakır'da yapılan tedavilerinin ardından Van'a dönen Doru ailesine, tek gözlü olan Mevlana evi verildi. Annenin, el, yüz ve sırt bölgelerinde üçüncü derecede yanıklar oluşurken, 3 yaşındaki Gülcan'ın ise, her iki el ve ayak ile yüz ve göğsünde iki ve üçüncü dereceden yanıklar meydana geldi.
'Ya biri sakat kalacak ya da ölecek'
Doru ailesi, Kasım 2012'de tek gözlü evlerine dönmek zorunda kaldı. Tek gözlü odada kurdukları soba ve iki minder üzerinde yaşam mücadelesi veren anne Aslıhan Doru (27), kendisinin kalp rahatsızlığı dışında, sırtında ve kolunda yanıkların olduğunu ve maddi imkanların olmayışından kaynaklı tedavi olamadığını söyledi. Eşinin hurdacılık yaparak geçimlerini sağladıklarını belirten Doru, "Maddi imkanlarımız yok, kızım sakat kalmak üzere. Zar zor geçiniyoruz. İlla ya biri sakat kalacak ya da ölecek sonra birileri el uzatıyor. Başka türlü kimsenin bizi gördüğü yok" dedi.
'Çocuğum ihmallere kurban oldu'
Kendisini yarım insan olarak tanımlayan Doru, "Kızım Gülcan sakat kaldı, hiçbir şey yapamıyorum. Maddi durumumuz yok. Hiçbir güvencemiz yok, kızımı tedavi edemiyorum" diye konuştu. Depremin ilk günlerinde Van Valiliği'ne defalarca başvuruda bulunduklarını belirten Doru, "Konteyner verseydiler, ben ve kızım sakat kalmazdık, evlat acısı yaşamazdım" diye konuştu. Kişisel ihtiyaçlarını tek gözlü Mevlana evinde karşıladıklarını ifade eden Doru, "Çocukların banyosundan, yemek yapımına kadar her şeyi Mevlana evinde yapıyorum, sonra eve geliyorum. Kızım bir eli için fizik tedavi görmesi gerekiyor, diğer elinde ise parmaklar işlevsiz kaldı" ifadesinde bulundu. Çadır yangınında kaybettiği oğlunun acısını yaşadığını ifade eden Doru, "Dokuz ay karnımda baktığım çocuğumu çadır yangınında ihmallere kurban etmek ayrı bir dert. Çocuklarım olmazsa ben kafayı yiyecektim. Bir de kızımın bu durumunu görünce içim yanıyor. Kızım parmaklarından dolayı dışarı çıkamıyor. Dışarıda oynadığı zaman çocuklar kızımla dalga geçiyor. Kendisi de parmaklarından korkuyor. Kızıma bakınca içim parçalanıyor, çok çaresiz kalıyoruz" şeklinde konuştu.
'Keşke o çadırı vermeseydiler'
Kül olan çadırda hiçbir şeylerinin kalmadığını belirten Doru, "Çadırımız yanında her şeyimiz de yandı. Şu an hiçbir şeyimiz yok. Etrafta bulduğum yatakların üzerinde çocuklarımı yatırabiliyorum. Çadırımız yandığı zaman iki battaniye ve biraz gıda verdiler. Bizlere çadır vermez olaydılar. Dışarıda kalsaydım evladımı kaybetmeseydim. Bütün çadır yangınlarından devlet sorumludur. Devlet yazlık çadır verdi. O çadırlar mevsime uygun olsaydı, bunca insan yanarak can vermezdi. Kimse ikinci bir yıkım yaşamazdı. Bir deprem vurdu, bir de devlet" dedi. Eşine iş imkanı sunulmasını isteyen Doru, "Ben devletten bir şey istemiyorum. Hiçbir beklentim de yok. Sadece eşime iş imkanı sunulsun. Kızım tedavi edilsin" diye konuştu. DİHA
Güncelleme Tarihi: 13 Aralık 2012, 09:52
SIRADAKİ HABER