Karacadağlıların yayla yolculuğu başladı

Amed, Mardin ve Urfa arasında bulunan Karacadağ’da hayvancılık ile uğraşan yerel halkın yayla yolculuğu başladı. Destanlara konu olan aşk ve kahramanlıkların yaşandığı Karacadağ, geleneksel Kürt kültürünün en yoğun yaşandığı bölgeler arasında yer alıyor.

Karacadağlıların yayla yolculuğu başladı
İlkbaharın gelişiyle birlikte Karacadağlıların yayla yolculuğu da başladı. Siverek İlçesi’ne bağlı Çıxrıx Köyü'nden yaylalara çıkan Karacadağlılar, devletin kendilerine hiçbir yararının dokunmadığını ve artık kendi sorunlarını kendi aralarında çözdüklerini söylüyorlar.

 

Volkanik siyah bazalt taşlarla bezenmiş Karacadağ’da pınar diplerinde pirinç ekiminin yanı sıra taş işleme zanaatı yapılıyor.

 

Kürt kültürünü en yalın haliyle yaşadıklarını belirten Salih Çeppik, yayla çıkışlarından bahsetmeden önce  Karacadağ'ın giyim kuşamına ve korudukları kültürlerine dikkat çekiyor: "Özellikle erkekler daha çocukluğunda şal-şapik giyerler, anadilimiz Kürtçe’nin dışında konuşmak zaten alay konusudur. Devletten iş isteğimiz yok. Karacadağ bize yetiyor." 


 

Nüfus müdürlüğü ve hastaneler gibi devlet kurumları olmasaydı, devlet ile hiçbir ilişkilerinin kalmayacağını söyleyen Çeppik, "Zaten gelir milletvekili olacaklarını söylerler ve oy verilmediği takdirde Karacadağlıların başına neler geldiğini tehdit ederek peşin söylerler. Ama biz her şeye rağmen kendi öz kültürümüzü bugüne kadar taşıdığımız için mutluyuz" diye ekliyor.

 

"Şimdi arıcılık, pirinç ve hayvancılık ile uğraşanlar yayla yolculukları başladı" diyen Çeppik, Kasım ayına kadar köye inmeyeceklerini anlatıyor. "Bir yıllık hasılatımızı topladıktan sonra Çixrix Köyü'ne geri döneceğiz."

 

Karacadağ yaylalarında arıcılık yapan İbrahim Sümbül ise, karataşlar olarak görünen Karacadağ’ı överken,  çiçeklerin en yoğun olduğu yer olduğunu savunuyor. “Şimdi uzaktan sanki Karacadağ kuru ve yaşamın olmadığı tahmin ediliyor. Oysa volkanik patlamanın sonucunda bu dağda yine yüzlerce çiçek çeşidi yetişmektedir. Biliyorsunuz ilk buğdayın evcilleştiği yer Newalo Çoli’dir. Bugün de Kürdistan’da 10 yaban buğday çeşidinden 5 tanesi Karacadağ’da yetişiyor. Onun için Karacadağ balının hastalıklar için şifa olduğuna inanılıyor."

 

 

KÜLTÜRÜ KADINLAR KORUYOR

 

Karacadağ’dan Siverek ve Urfa dışında farklı illere gidemeyen dört çocuk annesi Hanım Gülpınar, yaşadıkları zorluklara rağmen kültürlerini koruyanların da kadınlar olduğunu ifade ediyor.


 

Evi kuranın kadın olduğuna söyleyen Gülpınar, Karacadağ kadınlarını  anlatıyor: “Karacadağ pirincine kadın eli değiyor, kadın yetiştiriyor. Yaşadığımız çadırları kadınlar, keçi yünü ile yapıyor. Ayrıca kilimler de el işlemelidir. Genç kızların yaptığı kilimler daha çok aşkı ve güzelliği sembolize eden figürler bulunuyor. Ama yaşlı kadınların yaptığı kilimler ise çok daha görkemi olan işlemelerden oluşuyor. Ayrıca Karacadağ kadının giydiği xeftan fistanlar rengarenk olur. Yeni evli kadınlar altınlarını gerdanında değil, kofi ile alnında bağlanıyor. Bu da bizim bir kültürümüzdür. Kendi kültürümüzü koruyoruz ama kadınların içinde bulunduğu durum  biraz değişseydi iyi olurdu."

Güncelleme Tarihi: 18 Mayıs 2014, 10:52
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER