'Ömrümü kilim dokumaya adadım'

Hakkari'nin köklü kültürü olan kilim bir yandan kadınlara istihdam alanı yaratırken, diğer yandan doğadan toplanan bitkilerden elde edilen renkler ve kadınların dokunuşlarıyla yeniden can buluyor.

'Ömrümü kilim dokumaya adadım'
Hakkari kilimine, doğadan toplanan bitkilerden elde edilen doğal renkler hayat veriyor. Rengin Kilimcilik'in sahibi Abdulkadir Garipgazioğlu, Medrese Mahallesi'nde bulunan evinin alt katını kilim atölyesine çevirdi. 10 yıldır kurduğu kilim atölyesinde 12 kadın kilim dokuyor. Sabah 08.00'den akşam 18.00'e kadar kilim dokuyan kadınlar, dünyanın en zor işinin kilim dokumak olduğunu vurgulayarak, yaşamlarının kilim ile özdeşleştiğini söyledi. 1998 yılında köylerinin yakılması ile Hakkari'ye göç ettiklerini belirten Sarya Erkaya (30), "Okul okuyamadım. Ninemin mesleği olan kilimciliğe merak saldım. 12 yıldır kilim dokuyorum. Çok küçük yaşlarda kilim dokumaya başladım. Hayatım kilim dokumakla geçti" dedi. 

'Ömrümü kilim dokumaya adadım'

Kilim dokumanın zahmetli ve bir o kadar da zevkli olduğunu ifade eden Erkaya, "Ömrümü kilim dokumaya adadım. El işini çok seviyorum. Yapımı çok zahmetli ama bir o kadar da zevklidir. Bir bütün olarak istek ve duygu yoğunluğu ile dokuyoruz. Bütün yaşamımızı ve rengimizi bu kilimlere nakşediyoruz. Bizler burada isteğe ve siparişe göre yapıyoruz. Burada metrekare başına ücret alıyoruz" dedi. 14 yıldır kilim dokuma işinde çalışan Enisa Aktaş (28), 9 nüfuslu bir aile olduklarını belirterek, "10 yıldır burada çalışıyorum. Ailemin isteği ile çalışıyorum. Aileme yardımcı oluyorum. Burayı bırakıp başka bir işte de çalışabilirim. Ama bizim en köklü kültürümüzün yok olmaması için var gücümüzle çalışıyoruz. Bütün yaşamımızı katarak kilim dokuyoruz" şeklinde konuştu. Ayşe Duran (30) da, "4 yıldır burada çalışıyorum. Metrekare başına 200 ila 350 arasında bir gelirimiz oluyor. Ailemin ve kendimin ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıyorum. Kadınlar çalışsınlar kendi ayakları üzerinde dursun" dedi. 

'El emeği göz nuru kültüre sahip çıkılmıyor'

Kilim dokumanın eski bir tarihe dayandığını ve simgesel olarak Hakkari'yi yansıttığını ifade eden atölyenin kurucusu Abdulkadir Garipgazioğlu, "Annelerimiz bin bir türlü zahmetle kilimciliği günümüze kadar taşıdı. Bu sanatın devamının gelmesi ve korunması gerektiğine olan inancımla atölye açmayı düşündüm. Kendi dar imkanlarımla evimin alt katında bir atölye açıp, köylerden göç eden ve maddi zorluklar içerisinde bulunan insanlara destek amaçlı bir atölye açtım. Bunların az da olsa bir istihdam alanın yaratılması için çabalıyorum. 12 kadın ile beraber çalışıyoruz. Maddi anlamda zorluklar içerisindeyiz. Artık çok fazla kilimler rağbet görüp satılmıyor" dedi. İnsanların teknolojik ürünlere rağbet ettiğini ve kilim dokumanın yok olmayla yüz yüze geldiğini vurgulayan Garipgazioğlu, "İnsanlar artık kültüre pek fazla önem vermiyorlar. El emeği göz nuru olan kültüre sahip çıkılmıyor. Teknolojik ürünlere rağbet ediliyor. Kilimlerin piyasa satışı giderek azalmış durumdadır. Bizim gibi kültürü ve el emeğini sahiplenen insanlar zorluk içerisindedir. Her geçen gün bu sanat gittikçe ölüyor. Nedeni de hem üretenin hem de alanın pazarda yer alamamasıdır" dedi. 

Doğada bulunan bitkilerden doğal renkler elde ediliyor

Garipgazioğlu, iplerin renklere bürünmesindeki aşamayı anlatarak, "Bu işin üretimi çok zahmetlidir. Zor koşullarda oluyor. Üretim aşamasında yünden başlıyor. Yünlerin yıkanması, eğirmesi sağlıklı bir ürün haline getiriliyor. Bunun için çeşitli yıkama aşamalarından geçiriliyor. İplerini bizler kendimiz boyayıp yıkayıp, saf sularda duruluyoruz. Doğada var olan çiçek ve bitkilerden iplere renk veriyoruz. Kimyasal ya da asit boyalar kullanmıyoruz. Tamamı doğal bitki ve çiçeklerin köklerini kullanıyoruz" dedi. DİHA

Güncelleme Tarihi: 12 Şubat 2013, 11:12
YORUM EKLE
YORUMLAR
lezgin altürk
lezgin altürk - 11 yıl Önce

selam başarılar

SIRADAKİ HABER