'Akrabalarımızı görmemiz engelleniyor'

"Kaçakçılık" yaptıkları gerekçesiyle asker tarafından evleri basılan ve kışlık erzaklarına el konulan Şemdinli'nin Yeşilova köyü Bölek mezrasında yaşayan yurttaşların karakola karşı yol kapatma eylemi 8'inci günde devam ediyor.

'Akrabalarımızı görmemiz engelleniyor'
Devletin kaçakçılık dediğinin sınırın diğer yakasındaki akrabalarının hediye ettiği birkaç torba erzak olduğunu ifade eden köy sakinleri, devletin sınırın böldüğü akrabalıkları bitirmek istediğini dile getirerek, "Bizi rahat bırakın" dedi.

Hakkâri'nin Şemdinli (Şemzînan) ilçesine bağlı Yeşilova (Navberoja) köyü Bölek mezrasında yaşayan yurttaşların evlerine 18 Aralık'ta askerler tarafından baskın düzenlenerek, "kaçak" olduğu gerekçesiyle kışlık erzaklarına el konuldu. Yeşilova (Navberoja) Karakolu'na bağlı askerler tarafından "kaçakçılık" iddiası ile yapılan baskınlara tepki gösteren yurttaşlar, erzaklarının geri verilmesi ve askeriyenin sıkıyönetim uygulamalarının son bulması için karakola giden yolu kapattı. Yolu kapatan yurttaşların eylemi 8'inci güne girmesine rağmen yetkililer sessiz kalmakla yetiniyor. Yetkililerin sessiz kaldığı eyleme karşın 4 köy heyeti biraraya gelerek, "Bu işin çözüme gitmesi için birliğimizin güçlenmesi lazım ve askeriyenin sıkıyönetim uygulamalarına son vermesi için biz çocuk, yaşlı, kadın ve gencimizle eylemi büyük bir kararlılıkla devam ettireceğiz. Bu bizim bir yılımızı da alsa biz bu kararımızdan vazgeçmeyeceğiz" kararı aldığı belirtildi.

'Akrabalarımızı görmemiz engelleniyor'

Bahar aylarında yaylalara giderek pancar topladıklarını, bunun dışında hiçbir gelirlerinin olmadığını dile getiren köyün gençlerinden Metin Kaya (19), bu yüzden sınır ticareti yapmak zorunda kaldıklarını söyledi. Geçmişten bu yana geçimlerini kaçakçılık yolu ile karşıladıklarını ifade eden Kaya, "Biz de böyle geçimimizi sağlamak zorundayız. Yani etrafınıza bakın insanlar çember altına alınmış, açık bir cezaevinden bir farkı yoktur. Bizi buna mecbur ettiler. Biz de insanız ve bizim de tüm halklar gibi yaşamaya hakkımız var. Bir genç olarak burada karakol, askeri yapılar yerine sosyal tesisler ve okul iş olanakları sağlasınlar. Tabi bu sadece kaçakçılığa engel olmak değildir. Çünkü burada yüzlerce kadın Kürdistan'da gelin olarak getirilmiş, her evde Iraklı kadınlar var. Sadece bu değil, kız kardeşlerimiz de Kürdistan'da yaşıyor. Yani amaç sadece kaçakçılığa engel olmak değildir. Birebir buradaki güçlü akrabalık bağları ve oradaki akrabalarımızla olan ilişkilere engel olmaktır. Tek çağrımız bizi rahat bıraksınlar, başka da bir şey istemiyoruz. Bize uygulanan bu sıkıyönetim. Hangi devlet halkına bu kadar zulüm yapar. Yani artık burada kimlik değil, tapun olacak ki nizamiyeden geçebilmek için" dedi. 

'Kaçakçılık dedikleri birkaç torba pirinç'

Kusret Tekin de (20) kaçakçılıktan başka bir gelirlerinin olmadığını dile getirerek, aynı zamanda sınırın öte yakasında akrabalarının yaşadığını söyledi. Devletin engellemelerine tepki gösteren Tekin, "Benim akrabalarımın hemen hemen tamamı Kürdistan'da yaşıyor. Buradan çok orada yaşıyor akrabam. Dayılarım, annem Kürdistanlı, yani hemen 20 dakika yaya olarak bizden uzak olan akrabalarımızı biz ziyaret edemeyecek miyiz? Kusura bakmasınlar biz bunu kabul etmeyeceğiz. Devletin kaçakçılık dediği malzeme de bizi ziyaret eden akrabalarımızın hediye olarak getirdiği bir torba pirinç, toz şeker veya diğer başka bir gıda malzemesidir. Yani küçük bir çam sakızı çoban armağanıdır. Bu bizim kültürümüzde var olan bir gelenektir. Gidin hangi Kürt ailesine sorarsanız sorun yok mu bu böyle şeyler, bizim geleneklerimizde vardır. Tabi burada insanlar mağdur edilmek isteniyor. Mağduriyetten öte aslında bölgede askeri ambargo uygulanmak isteniyor" diye konuştu. Devletin Rojava sınırına örmek istediği duvar ile köylerinde uyguladığı baskı arasında bir fark olmadığını, her ikisinde de Kürt halkının bağlarının koparılmak istendiğini ifade eden Kaya, bir haftadır eylemde olmalarına rağmen, yetkililerin yanı sıra bölge milletvekillerinin de sesinin çıkmadığını söyledi. Kaya, eylemlerini sonuç alana kadar sürdüreceklerini sözlerine ekledi. 

'Tepelerimiz işgal altında, arazilerimiz mayınlı'


Köy sakinlerinden 12 çocuk babası Hacı Kaynak (36) ise askerin köyün tüm arazisine mayın döşediğini, tepelerini işgal ettiğini, yapabilecekleri hiçbir işin kalmadığını söyledi. "Kendi evine 10 kilo pirinç ve 10 kilo tuz getiren bir şey nasıl kaçak olabilir ki" diye soran Kaynak, "Bakın bir 2 gün önce bir yaşlı kadın kızının ziyaretine gitmişti. Dönüşte 10 kilo pirinç getirmişti. Yolda kaçak diye pirinci almaya çalışan askerlere kadın engel olmak istemişti. Fakat askerler 10 kiloluk pirinç torbasını almış ve o yetmiyormuş gibi pirinç torbasını vermek istemeyen kadını çamurun içine atmışlar, torbayla beraber çamurda sürüklemişler" dedi. DİHA

Güncelleme Tarihi: 27 Aralık 2013, 11:39
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER