'Askerlerin yüzünden yaylaya gidemiyoruz'

"Demokratik çözüm" sürecini zora soktuğu dile getirilmesine rağmen bölgede yapılmaya devam edilen karakollara, her gün yenileri ekleniyor. Yüksekova'da Türkiye-İran sınırına yapılan karakollar yüzünden yaşamları güçleşen yurttaşlar, karakol yapımına tepki gösteriyor.

'Askerlerin yüzünden yaylaya gidemiyoruz'
 Türkiye ve İran sınırlarında yapımına başlanan karakollar ve bölgedeki askeri hareketlilik yaşamı tehdit ediyor. İran devletinin her 3 ile 5 kilometre arasında yaptığı karakollara ve sınır hattı boyunca çekilen tel örgü ile duvar örülmesine karşılık, Türkiye tarafından da söz konusu karakollarının hemen karşısına yenileri inşa edilmesi dikkat çekiyor. Bölgede yapımı süren Kendalok ile Çobanpınar (Vargeniman) ile Beregeşk mıntıkasında yapılacak olan karakollar Çobanpınar (Vargenıman), Pagenk (Pagenk), Ağaçlı (Alyava), Onbaşılar (Hirmi), Çamdalı (Meşkan), Dereiçi (Derav), Sarıkaya (Sereşkeft), Yediveren (Nerman) köylerini adeta açık cezaevine çevirdi. Çözüm sürecinin başladığı 21 Mart'tan beri Yüksekova'da başta ilçe merkezinde 2 polis karakolu, Dağlıca'da (Oramar) 3, Esendere'de 1, Büyükçiftlik'te (Xırvata) 1 yeni karakolun inşaatı biterken, Dağlıca, Dostki, Rahmo, Türkiye-İran sınırında ve Esendere beldesi, Perihan ve Güvenli (Şahı) olmak üzere 3 yeni karakolun yapımı da devam ediyor. Yeni başlanan karakol inşaatları sınır hattındaki köylülerde de kaygıya neden oluyor.
'Askerlerin yüzünden yaylaya gidemiyoruz'

Ağaçlı (Alyava) köyünde ikamet eden Nezire Kuzey, karakollar yüzünden köyde artık yaşayamaz hale geldiklerini ifade ederek, "Bu karakollarla köyde yaşamamız artık mümkün değil. Bu karakollarla asker sürekli köyümüz ve yolumuzda olacak. Karakol yerine bize okul yapsınlar. Köyde 4 sınıflı tek bir okul var. Yazık değil mi bizim çocuklarımıza. Akşamdan sabaha kadar dürbünle çevre taranıyor. Geceleri komşuya çıkamıyoruz. Köyün hemen aşağısında bulunan köprü çevresinde her gün koyunları sağmaya gidiyoruz. Ancak askerin köprüye inmesiyle biz kadınlar zor durumda kalıyoruz. Asker arama yapıyor, kimlik sorguluyor. Bu nedenle yüzlerce koyunu köy içine çekmeye başladık. Bölgede ekonomik olarak ticaret yapamıyor, İran'daki ailelerimizle görüşemiyoruz. Sene başında da söylemiştik bu karakollar yapılırsa göz yummayacağız. Halen aynı kararlılıktayız. Kendi topraklarımızda yapılankarakolları kabul etmeyeceğiz" dedi.

Karakolların Kürt müteahhitlerin eliyle yapıldığını söyleyen Naciye Bala da, "Kürt halkının kendi halkının başının üzerinde karakol yapması ayıptır. Türklerin karakolunu yapan, onlara yardımcı olanlara ayıptır. Biz hepimiz Kürdüz. Bıraksınlar karakol yapmayı, onun yerine bize okul, yol yapsınlar. Yapacakları okulla çocuklarımız, Kürtçe, Türkçedersler alsın" diye konuştu. 

'Bir karakolun maliyeti 4 trilyon, bir okulun maliyeti 1 trilyon'

Çobanpınar köyü muhtarı Pervizhan Beşer ise, devletin güvenlik politikalarının çözüm sürecinin tam tersi yönünde işlemesinden şikayetçi. İhtiyaçları olması nedeniyle okul yapılmasını isterken, devlettin kendilerine karakol yapmasına tepki gösteren Beşer, bu tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "Yol için kepçe isterken, bize panzer gönderiyor. Sağlık taraması yerine Heronla gece gündüz görüntü taraması yapıyor. Valla barış süreci buysa, bizim bir diyeceğimiz yok. Buna rağmen ben halkımızın adına şunu demek istiyorum. Benim bölgemde şuan 3 karakol yapılıyor. Bir karakolun masrafı eski parayla 4 trilyonken, bir okulun anahtar teslimi 1 trilyondur. Yapılacak olan 3 karakola 12 trilyon harcanacakken, 12 trilyona bölgeye 12 okul yapılması halkın daha da yararınadır. Yani karakol yapımı yerine okul yapımı devlete çok mu zor geliyor." DİHA

Güncelleme Tarihi: 23 Ağustos 2013, 11:12
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER