Baskın’ın kaybediliş öyküsü anlatıldı

Hakkari’nin Yüksekova ilçesi’nde kayıp yakınları, "Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın" sloganıyla 27. kez kayıplarının akıbetini sordu. Eylemde, 1993 yılında Ankara’nın Hayman İlçesi’nde kaçırılarak katledilen Abdul Mecit Baskın’nın kaybediliş öyküsü anlatıldı.

Baskın’ın kaybediliş öyküsü anlatıldı
YAŞAR KAPLAN - YÜKSEKOVA GÜNCEL

İHD Hakkari Şubesi ve kayıp yakınlarının "Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın" sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eyleminin 27. Sanat Sokağında gerçekleştirildi. Kayıp yakınlarının, yakınlarına ait fotoğrafları taşıdığı eyleme İHD Hakkari Şube Başkanı İsmail Akbulut, Hakkari Baro Başkanı Muyettin Güngör ve kayıp yakınları katıldı.

 

İHD Hakkari Şube Başkanı İsmail Akbulut  yaptığı konuşmada, IŞİD çetelerinin Kobanê'ye yönelik saldırılarına ve Türk devletinin IŞİD çetelerine desteğine dikkat çekti. İçinde bulunulan barış sürecine işaret ederek, barışın sadece Kuzey Kürdistan'da değil, barış olacaksa 4 parça Kürdistan'da olması gerektiğini vurgulayan Akbulut, Türk devletinin Kürt halkına yönelik inkar ve imha politikalarından vazgeçmediğini ve barışta samimi olmadığını ifade etti

Akbulut’un konuşmasını tamamlamasının ardından her hafta bir kayıp öyküsünün anlatıldığı eylemde, 1993 yılında Özel Hareket polisleri tarafından kaçırılarak kaybedilen Abdul Mecit Baskın’nın öyküsünü oğlu Eren Baskın anlattı.

Baskın, Bıkmadan, usanmadan her cumartesi günü, evladının, eşinin, abisinin, kardeşinin akıbeti için meydanlarda sesini haykıran Cumartesi Annelerimize selam olsun.

 

1993 yılında, kaçırılıp öldürülen babam Abdul Mecit Baskın Ankara Altındağ nufus müdürlüğü görevini yaparken özel harekat polisleri, Kızılay’da PKK Kimlik cüzdanı düzenleme iddiası üzerine gözaltına alındı. Yıllar sonra her şeyi açıkça itiraf eden, eski özel harekat polisi Ayhan Çakır, Mecit Baskın’ın göz altına alınması olayında onu ölüme ben gönderdim diyerek ifade verdi.

 

 Ayhan çarkın 30 Eylül günü Mecit Baskını emniyet müdürlüğüne götürmek için göz altına aldığını, bindirdiği minibüste 6 tane daha özel harekât polisin olduğunu emri bizzat dönemin emniyet müdürü İbrahim Şahin’den aldıklarını söyledi. Ayhan Çarkın ifadesine şöyle devam etti;  Mecit Baskın çok beyefendi bir adamdı, kendisine emniyete gitmemiz gerektiğini söylediğimde bana ‘’hay hay’’ dedi.

Baskın, Onlar yola çıktıktan sonra biz emniyete gittik kapıda bizi İbrahim Şahin karşıladı ve ‘’burada ne işiniz var akçaların yanına gidin dedi. Ayhan Akçay’la yaptığımız konuşmadan sonra onların yanına Ankara Haymana yolunun gölbaşı mevkiinde yolun 20-25 metre sağındaki tarladaki binanın arkasına vardığımızda Mecit Baskın’ı yerde ölü olarak gördüm, Oğuz Yorulmaz adlı özel harekat polisi ile adamı neden öldürdünüz diye tartıştım, Oğuz Yorulmaz bana Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin’in  haberi var sen karışma diye karşılık verdi dedi.

Eren Baskın, babamın cesedi terk edilmiş bir binanın arkasında sol göz kapağından, göğsünün tam ortasından ve karnından vurularak öldürülmüş halde bulundu. 20 yıllık zaman aşımı süresinin dolmasına 1 gün kala babam Mecit Baskın’ın katilerinin bulunması için açtığımız dava kabul edildi ve mahkeme açıldı. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, Mehmet Ağar, İbrahim Şahin  Korku eken ve diğer özel hareketçılar ile ilgili devam eden davada herhangi bir ilerleme kaydedilemedi.

 

 Aradan 20 yıl geçmesine karşı katiller hala korunmaktadır. Bizim buradan çıkarttığımız sonuç, eğer bir Kürtsen öldürülürsün ve hiçbir zaman bir hak iddia edemezsin. Bizler Mecit baskın’ın ailesi olarak bizim gibi içi yanmış binlerce insanın acısını kendi acımız bilerek bu olayın üstüne gittik ve gitmeye devam edeceğiz. Katillerin yüzlerine onların suçlu olduklarını, insanlıktan nasibi almadıklarını yüzlerce kez haykırdık. Devlet eliyle işledikleri cinayetin hesabını sorana dek meydanlarda, mahkemelerde olmaktan gurur duyacağız. Artık ezilen bir halkın susturulmuş insanları yok, unutmasınlar ki Katiller hesap verecek dedi.







Güncelleme Tarihi: 27 Eylül 2014, 13:48
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER