Virüsün Toplumdaki Algısı Ve Etkileri

Yazar Cumhur Korkmaz'dan Yani Yazı: VİRÜSÜN TOPLUMDAKİ ALGISI VE ETKİLERİ...

Virüsün Toplumdaki Algısı  Ve Etkileri
YAZAR - CUMHUR KORKMAZ - YÜKSEKOVA GÜNCEL

Yazar Cumhur Korkmaz'dan Yani Yazı: VİRÜSÜN TOPLUMDAKİ ALGISI  VE ETKİLERİ
 
Yazar Korkmaz'ın Yazısı şöyle
,''Kapitalist odaklı zihniyetlerin doğaya ve doğanın ekolojik yapısına saldırganlığı sonucu dünyayı etkisi altına alan koronavirüs(Covid19) bir aydan fazladır yaşadığımız ülkede, toplumda da hayatı felç etmiş durumda.
Virüs nasıl bulaştı, virüs'ü ne kadar tanıyoruz, virüs ne kadar sürecek? soruların muhatabı bilim veya tıp alanıyken virüslerin toplumdaki algısı ve etkilerini yaşadığımız toplum bilinci, toplum algısı ve yaşam biçimi belki bu sorulara cevap olabilecek niteliktedir.


İlk olarak Koronavirüs(Covid19) ün ismi duyulduğunda büyük ölçüde toplumun genelinde neredeyse hiç ses getiremedi.Hatta çoğu insan inanmayıp oralı bile olmadı.Tabi yarım asırdan fazladır insanlar bu denli geniş bir pandemiyle karşılaşmadıkları için çoğu insan bu durumu saçma sapan bile bulmuştur. Aslında büyüklerimiz, dedelerimiz,ninelerimizin tarihler öncesinde karşılaştığı buna benzer salgın durumları olmuştur. Ancak o dönem teknoloji gelişmediği için görsel, işitsel anlamda araçlar olmadığı veya çok az olduğu için virüslerin ne olduğu, nasıl olduğu, dünyayı kaç kıtayı veya ne kadar insanı etkilediği pek bilinmiyordu.


DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ(DSÖ) tarafından da pandemi ilan edilen bu virüs zamanla ülkemizde, bölgemizde, hata yaşadığımız kentte kendini gösterip geniş bir yelpaze alanı bulduğunda;içinde yaşadığımız toplum da artık yavaş yavaş çekinmeye başlayıp algısını biraz da olsa buna göre değiştirdi.


Özellikle toplumda klasik ''bana bir şey olmaz''söylemi gün geçtikçe kaybolmaya başladı.
Çünkü ortadaki salgın;sadece kişinin kendisini değil kişiye bulaşacak virüs ilk ailesini, daha sonra çevresini ve en geniş anlamda içinde yaşadığı toplumu da etkisi altına alabilecek kapasitededir.


Aslında insanlık bu kadar tehlikeli bir salgınla savaşırken insanların kendi sağlıkları için bu kadar vurdumduymaz davranmaları hiç de zamanın ruhuna uygun bir durum değildir.


Peki bütün bunlar olurken virüs bu kadar yayılmış insan sağlığını tehdit ederken, toplumun sosyolojik algısı tam olarak alıştı mı? deseniz hayır derim.Yani toplum bu kadar başını almış gidiyorken, daha önce dünyadaki tüm yaşam tarzlarını kendisine peşkeş çekmişken, yeryüzündeki tüm nimetlerin kendisiymiş gibi hareket ederken ve en önemlisi yaşadığı dünyevi dünyaya kendini kaptırıp ruhunu uyuştururken elbette algısını tam olarak değiştiremezdi.

 Oysa 20.yüzyılda dünyada oluşabilecek değişimleri ve felaketleri tahmin etmiş Bulgar kahin düşünür.

BABA VANGA veya içinde yaşadığımız yüzyılda bu tür felaketlere dikkat çeken BİLL GATES, NOAM CHOMSKY vb.düşünür filozoflara kulak verseler belki hem devletler hem de toplum bu tür vakalara algı olarak da daha hazır olabilirdi.

Küresel dünyamızda salgının geniş bir yaşam alanı bulduğu aşikarken;ortadaki durumun toplum algısının yanı sıra toplumdaki etkisi de gözle görülür bir hal aldı. Virüsten önceki toplum yaşantımız belki de hiçbir dönemde görülmemiş kadar çetrefilliydi.

Toplum olarak birlik, beraberlik, dayanışma, sevgi ve saygı konusunda yeryüzünde eşine az rastlanan bir konumdayken;Son yıllarda bu saydıklarımın hiçbirinden neredeyse eser dahi kalmamıştı.İnsanların birbirine güveni kalmamış, toplumun temel taşı olan büyüklere hürmet yavaştan kaybolmaya başlamış, doğaya karşı  bihaber olmuştuk.

Yine kapitalizm odaklı gelişen teknoloji sonucunda;özellikle toplumun geleceği dediğimiz dinamik kesim olan gençler, aileleriyle sevgi bağını koparmış telefon, İnternet vb.sanal aleme kendini kaptırarak toplum olma bilincini yitirmişlerdi.


Örn:Cep telefonuyla konuşan ve birbirine çok değer veren iki arkadaşın birbirine doğru düzgün selam verememeleri. 
Ya da cafede oturan iki arkadaştan birinin sürekli cep telefonuyla uğraşması diğer arkadaşını dinleyememesi veya dinlemiş gibi davranması yani toplumda oluşan bu durumlar insanların birbirini atomize etmesine neden oldu.Unutulmamalı ki  toplum olma bilincini kaybeden insanlar kendi özünü kültürünü de kaybedip monoton bir toplum yapısına yol açarak toplum olma ilkesini kaybederler. 
Tam da böylesine bir ortamda salgın toplumun ta ortasına oturdu. Salgın kendini gösterdikten sonra;Dağılmış toplum hali evlere çekilince ortaya bu sefer farklı manzaralar çıktı. Neredeyse evlerine uğramayan insanlar evlerine uğradı kendi eşine çocuklarına sahip çıktı. 
Sabahtan akşama kadar kahvehane köşeleri vb. yerlerde zamanını boşa harcayan genç kesim evlerine çekilmek zorunda kaldı.
Evlerine çekilen gençler;annesine, babasına kulak verdi. Belki evde annesine, ablasına, kardeşine,ev işlerinde yardımcı olmaya başladı.Hayatı daha olgun kültürlü yaşamış büyüklerine kulak verdi.


Günün 24 saati İnternet başlarında cep telefonlarıyla yaşamını körelten gençler belki de eline bir kitap almış oldu. 
Yine insanlar, ailesine yardım ederek evdeki hayatın anlamının farkına vardı. Sadece hayatın bireysel  egoist yapıdan ibaret olmadığına, hayatın başka insanlarla birlikte yaşamın daha anlamlı olduğuna ve evde kaldığı süre zarfı içinde kadınları daha iyi anladığına, kadınların sadece ev işleri ile uğraşsın zihniyetinin yalnış olduğuna bu noktada onların da erkekler gibi iş hayatlarının olması gerektiği konusunda bir takım olumlu davranışların görüldüğü bir gerçektir.


Yine bu süreçte insanların, doğanın değerini daha da bilmiş olup toplumda saygıyı, sevgiyi, toplum olma bilincini daha da anlamlı düşünmüş oldu. 


Virüsün toplum içinde yarattığı bir diğer etki ise;insanların temizlik konusunda daha titiz davrandığı ve kişisel mesafeye karşı daha dikkatli olduğunu söyleyebiliriz. 
     
Virüsün algısal ve etkisel sürecini anlattığım bu yazımda önemli olan Koronavirüsten sonra insanların bu süreçte, hem algısal hem de etkisel olarak yaşadıklarının anlamını acaba hayat tarzlarına yansıtabilecek ya da toplum olma bilincini kazanıp hem toplumda hem de doğaya karşı davranışlarında değişiklikler gösterebilecek  midir? Temennim o ki virüsten sonra anlattıklarım dair  olumlu şeyler gelişir.''
Saygı ve sevgilerimle 

Güncelleme Tarihi: 20 Nisan 2020, 21:22
YORUM EKLE
YORUMLAR
ABDULHAKİM KORKMAZ
ABDULHAKİM KORKMAZ - 4 yıl Önce

Kalemine sağlık çok iyi olmuş inşallah devamı gelir

..
.. - 4 yıl Önce

Çok bilgilendirici ve etkileyici kaleminize,yüreginize sağlık.

Tataroğlu
Tataroğlu - 4 yıl Önce

Yüreğine, ellerine ve kalemine sağlık çok güzel dile getirmişsiniz helal olsun. Sizi canı gönülden tebrik ederim.

Rojbin
Rojbin - 4 yıl Önce

İnan yazar çok genç görünüyor ama anlattıkları çok iyi ve güzel tebrik ediyorum memleketimde bu kdr kendini geliştiren genç aydınlarımızda var bu gurur verici tebrikler

SIRADAKİ HABER