Yüksekova Güncel
2025-08-24 17:42:38

Mahzendeki kadın

Ömer Yılmaz

24 Ağustos 2025, 17:42

Ah…

İçimde saklı kadın,

Seni zincire vuran nedir; hangi görünmez eller, hangi kadim korkular?

Hangi gölgeli esaret ördü etrafına bu sessiz duvarları?

Bilirim, yüzyılların ağırlığıyla susar bazen gözler,

Ve bilirim, bir an titreyen bir kirpik,

Asırlık gecelerin perdesini aralayacak kudreti taşır.

Eğer o narin örtüyü bir milim kaldırabilsen,

Görürdün: İçinde kâinatlar inşa ettiğim gözlerinin derinliğini,

Kendi varlığının bile fark etmediği o sonsuz baharı.

Ben ise, avuçlarımda papatyalarla,

Telaşlı ve çocuksu adımların kederli neşesiyle,

Tökezleyen bir hevesin utangaç selamıyla

Yaklaşırım sana.

Ve sen, görürdün:

Ruhumun sana doğru sessizce süzülüşünü,

Göğe açılan bir kuş kanadının titrek ama kararlı yolculuğunu.

Kimi der: “Şiir gibi kadın.”

Kimi ise küçümseyerek fısıldar: “Şairin, âşığın halinden ne anlar ki dünya?”

Oysa ben,

Yılların pasını silmiş bir gönül mahzeni gibi

Demledim her mısrayı.

Her kelime, her hece, her suskunluk,

Yüzyıllık şarapların dingin olgunluğunu taşır içimde.

Kaç kadehin ağırlığı çöker bir tek cümlenin üzerine, bilseler?

Bilir misin?

Uykusuz gecelerimde,

Nice şiir doğar, nice şair kendi içine gömülür.

Senin uğruna yazıp yazıp sildiğim,

Yarısı yetim kalmış onlarca kıta,

Kelimelerin kimsesizliğinde kaybolur.

Seni yazmayı mı sevdim,

Yoksa yazının kendisinde eriyip yok olmayı mı?

Bazen kalemin ucu,

Kalbimin sessiz çığlığına dönüşür;

Bazen ise her harf, seni arayan bir yolcunun adımı olur.

Seni tamamlamak için

Kaç asır geçmeli, kaç çağ tükenmeli?

Bir ömür mü yeter,

Yoksa ömür dediğimiz şey, senin adını fısıldamak için verilen kısa bir vakitten mi ibaret?

Sen…

Bende bitimsiz bir hikâyesin.

Zamanın kenarlarında unutulmuş,

Dağınık cümlelerin birleştiği,

Ve sonsuzluğa uzanan bir destan.

Her satırında biraz ben, biraz sen,

Ama en çok da,

Bir türlü uyanamayan kadim bir rüya

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.