Sultan Süleyman"ın cariyeler dışında üç eşi bulunuyordu: Mahıdevran, Gülfem ve Hurrem. Mahıdevran"dan şehzade Mustafa; Hurrem"den Mehmet, Abdullah, Selim, Bayezit ve Cihangir vardı. Mahmut ile Murat"ın anneleri ise Gülfem"di. Beş şehzade Kanuni hayatayken ölmüş, Mustafa ve Bayezit, Kanuni tarafından boğdurulmuştur. Geriye tek varis olarak Hurrem"den doğma şehzade Selim kalmıştır.
Hurrem, Osmanlı devlet geleneğini zorlayan, güzelliğinden çok hırsı ve valide sultan olmak için kurduğu entrikaları ile tarihe damga vurmuş bir azatlı cariyedir. Kanuni"ye bir çok ilki yaptıran kadındır. Bu ilklerin birincisi de Kanuni, aşkı olan Hurrem"e özgürlük vererek nikahlı eş yapmasıdır.
Hurrem, 1500"de Ukrayna"da doğmuş, 1558"de İstanbul"da ölmüştür. Osmanlının tek Kraliçesidir (Haseki). Rus asılı olan Hurrem"in asıl adı Roxselena yada Rossa"dır. Aynı zamanda bir çok kaynakta da Rutenyalı bakire olarak da bilinen Hurrem, Kırım Tatarları Ukrayna"yı yağmalayınca ganimet olarak alınır ve köle pazarlarına satıldıktan sonra Osmanlı sarayına girmiştir.
Bütün derdi Valide Sultan olmaktı. Oğlu Selim, tahta geçti ama Hurrem bunu göremedi. Kanuni, Farsçada şen mutlu anlamına gelen Hurrem ismini özellikle koymuştu. Hurrem"i farklı kılan en önemli özelliği, Osmanlı tarihinde hür ve nikahlı padişah eşi olabilen tek kadındır. Doğurganlığı ile de döneminin en bereketli sultanı olmuştur. Çünkü beş yıl içinde (1521-1525) beş çocuk doğuran ikinci bir haseki yoktur.
Hurrem"in Kanuni"ye olan aşkı, Osmanlı arşivlerinde ki mektuplarında şöyle dile geliyor: Benim Sultanım, can ve gönülden sevgili şahım ve ruh-ı revanım. Valide Sultan olma hırsı, Hurrem ile Mahıdevranı karşı karşıya getirmiş ve bu kavga sonrası kanlar içinde kalan Hurrem, intikamını Mahıdevran"ı Manisa Sancağı"na sürgün ederek alır.
1530"da Şehzadelerin sünnet düğününde cariyelikten özgürlüğüne kavuşan Hurrem Kanuni"yi nikaha zorlar. Sonra da Kanuni"yi zina gerekçesiyle yatağına almamış ve dini nikah kıydırmıştır. Osmanlı"da çocuk doğuran cariye hür bırakılırdı. Hurrem"de Kanuni"ye çocuk doğurarak bundan faydalanmıştır.
Kanuni"nin Hurrem"e nikah kıyması Osmanlı teamüllerine aykırıydı. Çünkü Yıldırım Bayezit"ten bu yana padişahlar nikah kıymamışlardır. Sebebi de Ankara Savaşı"nda Yıldırım Bayezit"in karısının, Timur"a esir düşmesi ve gözünün önünde tecavüze uğraması olayı, Osmanlı"da nikahlı eş yerine cariyeden çocuk edinme yolunu açtırmiştır.
Hurrem"in Osmanlı geleneğini hiçe saydığı diğer bir olay da Şehzade olan oğluyla sancağa gitmesi gerekirken, İstanbul"da kalarak Kanuni"nin gözdesi olmaya devam etmesidir. Şehzade ile sancağa çıkmayan ilk haseki de yine Hurrem"dir.
Hurrem, İstanbul"da kalarak oğlunu tahta geçirmek için planlar yapmış. Bu plan çerçevesinde kızı Mihrimah"ı Rüstem paşa ile evlendirmiş ve konumunu güçlendirmek için de Rüstem Paşa"yı Diyarbekir Beylerbeyliği"nden Veziriazamlığa terfi ettirmiştir.
Hurrem çok güzel giyinen bir sultandır. Giydikleriyle her zaman hayranlık uyandırmıştır. En çok tercih ettiği giysiler, kenarları sırmalı yeşil ve lal renkli çiçek desenli giysilerdir. Kaftan, yelek ve gömleklerde bu ayrıntıları görmek mümkündür.
Hurrenm, İran Seferi"ne giden Kanuni"yi Şehzade Mustafa"nın tahta geçeceğine inandırdı. Ve Mustafa, Babasının huzuruna çıkarken dili kesilen, kulakları patlatılan cellatların arasında boğdurulmak suretiyle öldürüldü. Bu sırada Anadolu"da bulunan Kanuni"ye aşk mektupları yollayan Hurrem, Hak Teala bana mübarek cemalini göstersin derken, Kanuni oğlunun katili olarak acılar içinde arafı yaşıyordu.
Hurrem, sadece Osmanlı sarayını meşgul eden bir sultan değil, Avrupalı kral ve diplomatların da ilgi odağıydı. Lehistan Kralı Sigismund, Haseki Sultan"ı hemşirem diye selamlıyordu. İran Şah"ı İstanbul"a geldiğinde eşinden Hurrem"e bir mektup getirmiş ve bu mektupta Hurrem, Şehnamede ki Efresyab"ın kızı Frengis"e, güzelliğiyle dillere destan Seba Melikesi Belkıs"a, Firavun"un eşi Züleyha"ya ve Hz. Meryem"e benzetilerek yüceltilmiştir.
Hurrem, Saray entrikalarına yenilmemiş ve hata yenilerini icat etmiştir. Köle olarak saraya gelmesinin travmasını hep yaşamış ve bundan dolayı da hiç pes etmemiştir. Çünkü en çok korkulan ölümün kıyısından defalarca dönmüş, sıradan bir cariye olmaktansa her türlü riski alabilen Hurrem, artık yorgun düşerek verem hastalığına yakalanmıştır. 17 Nisan 1558 tarihinde Bayezit"teki eski sarayda ölmüştür.
Cenaze namazını Şeyhülislam Ebu Suud Efendi kıldırdı. Cenaze Süleymaniye Camisi"nin avlusuna defnedildi. Mimar Sinan Hurrem"e, Hayatı kadar renkli bir türbe yaptırdı.
Osmanlı arşivlerinde Hurrem"e ait 7 adet mektup kaydedilmiş ama nedense Kanuni"ye ait mektuplara maalesef rastlayamıyoruz. Hurrem, mektuplarda kendisinden bahsederken zayıf, fakir cariyeniz ifadelerini kullanır ama Kanuni"den bahsederken Saadetimin Yıldızı Sultanım, Can u azizim, gözümün nuru iki cihanda umudum diye yüceltir. Kanuni Muhibi mahlasıyla yazdığı bir şiirde Hurrem için şöyle duygularını dile getirir:
Sorma aşkın haletin mecnuna bir divanedir.
Açma aşkın sırrını Ferhad"a kim efsanedir.
Yare varıp dün gece derdi derunum arz eyledim.
Hurrem sevdiği kadar seviliyordu da. Bir çok tarihçi Hurrem"in Kanuni"ye büyü yaptığını düşünür. Hurrem"in mektuplarda ki büyüleyici aşk sözcüklerinin etkisini unutmamak gerekir. Osmanlı"da hiçbir padişahın özel hayatı, bu ikili kadar sevgi sözcükleriyle güzelleşmemiştir. Hurrem"i Hurrem yapan dönemin çapul, yağma ve el koyma marifetleridir. Bunun yanında Osmanlı"daki cariyelik kurumunun iç işleyişi de entrikalara, oyunlara, planlara ve daha önemlisi de cinayetlere sebep olmuştur. İşte Osmanlı da Oyun bitmez söyleminin piştiği mutfak da saraydır. Hurrem"in tek sarayı ise Kanuni"dir. Çünkü Hurrem"in başka vatanı yoktur.