Önder: Mektubun kalbi silah bırakma değil yeniden inşa

imc tv’de Ayşegül Doğan’ın sorularını yanıtlayan Sırrı Süreyya Önder, Öcalan’ın Newroz mesajını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Çözüm Süreci’yle ilgili bir izleme heyeti oluşturulmasını doğru bulmuyorum” şeklindeki açıklamasından önce kaleme alındığını ve so

Önder: Mektubun kalbi silah bırakma değil yeniden inşa

 İmralı heyetinden HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Gündem Müzakere Özel’de Ayşegül Doğan’ın sorularını yanıtladı.

Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın “Cumhurbaşkanı böyle yapmasaydı mektup daha değişik olabilirdi” şeklindeki söylemlerinin doğru olmadığını belirten Önder, “Buna imkân yok. Çünkü bizim Sayın Öcalan’ın yazdığı metne ne bir virgül ekleme ne bir virgül eksiltme gibi bir yetkimiz var. İnisiyatifimiz yok. Dolayısıyla Sayın Öcalan bu gelişmelerden haberi olmadan, zaman açısından, bunu yazmış göndermiş. Sayın Cumhurbaşkanı bunu söyleseydi de,  söylemeseydi de Newroz meydanında okunacak mektup buydu.” dedi.

Diyarbakır Newroz’unda okunan mektup dışında bir mektup olmadığının altını çizen Önder, “Bu o mekanizmaya da saygısızlık sayın Öcalan’a da saygısızlık. Öyle onun mektubu elden ele gezecek düzeltilecek, eksiltilecek çoğaltılacak bir şey değil. Her cümlesi uzun uzun düşünülmüş ve kendisinin yürüttüğü bu süreçte tüm cümlesini tüm kelimelerini tabiri caizse kuyumcu tartısında tartarak değerlendirdiği şeyler” dedi.

“Hükümet verdiği sözleri ilk defa bu kadar açık bir şekilde savundu”

İzleme heyeti konusunda Hükümet ve Erdoğan arasındaki fikir ayrılığına değinen Önder, “Ortalık bizi çok başılıkla itham eden algı operasyonundan geçilmiyordu. Kader döndü dolaştı bu söylemle propaganda yapanların ve atmaları gereken adımlarda kararsız, ağırkanlı davrananların elinde patladı. Çabamız sürecin gelişerek ve ciddiyetle devam etmesi. Halk artık bu barışa imza attı.  İlk yarılma Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Kürt sorunu yoktur” açıklamasıyla başladı. Bunun yürüttüğümüz müzakerenin ruhuyla, ciddiyetiyle ve çerçevesiyle bağdaşır bir yanı yok. Bu yarılmayı daha da derinleştirecek bir tutum sergilemedik. İlk defa bu işler kapı arkasında konuşulur olmaktan çıkıp kamuoyunun gözü önünde konuşulmaya başlandı. Cumhurbaşkanıyla istişare edilmeden herhangi bir adımın atılması mümkün değil. Sayın Cumhurbaşkanı’nın İzleme Heyeti’ne katılmadığını söylemesi şeffaflık anlamında olumlu bir gelişmedir. Kötü olan kamuoyuna söylemeyip, kamuoyunun bilmediği alanlarda bu süreci frenlemektir. Bu tutum demokratik bir kazanıma dönüştürülebilinir. Hükümet sürece dair verdiği sözleri ve çizdiği çerçeveyi kamusal alanda ilk defa bu kadar açık bir şekilde savundu. Bu yönüyle çok kıymetli. Sayın Cumhurbaşkanı bugün buna karşı, dün mimarıydı.” dedi.

“İzleme Heyeti kurulacak”

İzleme Heyeti’nin kurulacağını belirten Önder, “‘Çerçeve Yasa’ gereği bu mesele şeffaf yürüyecek ve halk bilgilendirilecek dedik. İzleme Heyeti, bugüne kadar yaşadığımız birçok kırılmaya neden olan, hiç kimseye zafer ya da mağlubiyet duygusu tattırmadan sağlamanın biricik yoludur. İzleme Heyeti kriter olarak sözüne güvenilebilinir bir siyasi aidiyet ya da tarafgirlikten çok hakkı dileyen hakkı gözeten insanlar olmasına özen gösterdik. Devlet de biz de bu özeni gösterdik. Kimse oraya amigoluk yapacak şahsiyetler aramıyor. Heyet kurulursa süreç hızlı ve sağlıklı bir şekilde yürür. Heyet kurulacak. Heyetteki isimleri spekülasyon konusu yapmamak için şu an açıklamıyoruz.” dedi.

“Mektubun kalbi yeniden inşa süreci” 

Öcalan’ın Newroz mesajına ilişkin Önder, “Bu bildiriyi sadece silah bırakmaya hapsetmek bu bildirinin hakkını vermemek olur. Öcalan’ın en çok yakındığı konu bu. Kamuoyu duymak istediği kısmı alıp oradan bir temellendirme yapıyor. Ya da rahatsız olduğu kısmı alıp oradan bir itiraz örgütlüyorlar. Bu bir anlamda bir barış çağrısıdır. Devlet için mektubun özü revizyon, restorasyon ve yeniden inşa olacak.” diye ifade etti.

“Yüzde 12-13 oy alacağız”

Önder, 7 Haziran seçimlerine ilişkin “Artık barış hükümetin ve devletin meselesi olmaktan çıktı. Hükümetin başından beri yakındığımız en sıkıntılı yaklaşımı, bu meseleyi hep seçim kaygılarına endekslemesi. Atmaya düşündüğü ya da mutabık kaldığı adımlarda ikircikli tutumlar benimsemesi ya da bu adımların dozunu ayarlarken seçim anketlerine yansıyan verilerden yola çıkması. Ağır bir demokratikleşememe sorunu var. Sorunu bizim ele alma biçimimizle muhatapların ele alma biçimi çok farklı. Kamuoyu araştırmalarımıza ve gözlemlerimize göre 7 Haziran seçimlerinde yüzde 12-13 oy alacağız. Seçimlere kadar oylarımız artabilir. Bunu Sayın Cumhurbaşkanı da görmüş olabilir, gördüğünü düşünüyorum.” dedi.

“Ankara’dan aday olmak istiyorum” 

Önder, '”Öcalan siyasette devam etmemi arzuladı fakat kararı bana bıraktı. Fikrim sorulursa Ankara’dan aday olmak isterim. Ankara bizim çok ihmal ettiğimiz bir yer ve benim özel bağım var. Üniversiteyi orada okudum. Ankara’nın üç hapishanesinde (Mamak, Ulucanlar, Haymana) yattım. Bu bölgelerde Ankara 1. bölgede.” dedi.

Güncelleme Tarihi: 23 Mart 2015, 13:20
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER