Yanan Mızrak
4 Kasım 2008"de yapılan ABD başkanlık seçiminden zaferle çıkan Barack OBAMA, günümüz Amerikasının Başkanlığı için Cumhuriyetçilere karşı Demokrat cepheden aday olmuş olan, 47 yaşında bir siyah. Köleliğin, ırkçılığın bir zamanlar devlet politikası olarak yürütüldüğü Amerika"da Başkanlık için aylardan beri mücadele etmiş bir isim. Kenyalı bir ailenin torunu olarak hayata adım atmış ve dedesinin soyadı olan OBAMA"yı -Yanan Mızrak- almıştır.
Kimilerine göre, Amerika"nın bundan sonraki süreçte "öteki"lerin hakları için de mücadele edecek olan ve savaş karşıtı söylemleri ile tüm dünyada dikkatleri üzerine toplayan, CLİNTON"ları ve Colin POWELL"ı da safına katarak, Cumhuriyetçi John McCAİN"e % 5"lik bir fark atarak, Başkanlık koltuğuna oturan ve o makamı hak eden gerçek bir kurtarıcı. Üstelik Endonezya"da okul okumuş, Müslüman kültürünü de çok yakından bilen bir isim. Hatta kimilerine göre o bir Müslüman.
ABD ve Irkçılık
Bilindiği gibi Amerika, geçmişte olduğu gibi günümüzde de devam eden siyahlara karşı yürütülen "resmi devlet ideolojisi temelli", ırkçılıkla tanınan ve siyahların haklarının yok denecek kadar az olduğu bir ülke.
Aslında ABD'de yalnızca siyahlara karşı bir ırkçılık uygulanmış değildir. Her yöre kendine özgü ırkçılık çeşitlemesi geliştirmiştir. Mesela Batı eyaletlerinde ırkçılık özellikle İrlandalıları, Asyalıları ve Meksikalıları hedef almıştır. Doğu kıyısı eyaletlerinde Alman ve İtalyan kökenlilere yapıldığı görülmüştür. 1973'teki Arap-İsrail savaşından sonra, 1979 Tahran Elçiliği baskını, 1991 Körfez Savaşı, 11 Eylül'den sonra Müslümanlara karşı "Azınlık ırkçılığı" uygulanmıştır.2
Buna göre, resmi devlet ideolojisi yöre farkı olmaksızın, etnik köken, deri rengi, din farkı vb.. nedeniyle her türlü azınlığa karşı ayırımcılığın yaygın olarak yapıldığı bir gerçek. Yukarıda izah edildiği üzere ülkenin hemen hemen tümünde var olan Azınlık Irkçılığı"ndan siyah"lar da payını fazlasıyla almıştır. O yüzden "Siyah"lara karşı sistematik bir ayrımcılığın yapıla geldiği bilinmektedir.
Öyle bir Amerika ki, örneğin 1965 yılına kadar Otobüs duraklarında, Tren istasyonlarında siyahların bekleme yerleri yasalarla belirlenmiş, siyahların belediye otobüslerinin arka tarafındaki 3-4 sırada oturacakları koltuklar farklı renklere boyanmak suretiyle belirlenmişti. Hatta bazı eyaletlerde siyahların otobüslerde oturmaları dahi yasaklanmıştı. ABD toplumunda siyahların "pis ve aşağılık yaratıklar" oldukları görüşü geniş bir taraftar kitlesi bulmuş, "Buraya köpekler ve zenciler giremez" uyarılarıyla; otel, bar, otobüs, sinema, okul gibi yerlere alınmamaları hayatın olağan akışı içinde sıradan uygulamalardan sayılmıştı.
Geleneksel Yapının Kırılış Adımı
ABD"deki ırk"a dayalı ayrımcılık yalnız resmi devlet ideolojisi temelli değil, aynı zamanda sosyolojik bir gerçek olan diğer boyutu da, köklü bir toplumsal sorun olarak karşımızda durmasıdır. Yani ortada ırkçılığı gündelik hayatın sıradan öğelerinden biri olarak içselleştirmiş bir toplumun varlığı söz konusu. Dolayısıyla başta devletin işleyiş mekanizmasının içinde bulunan bu kemikleşmiş anlayış, toplumun tamamında "siyah"lara karşı yapılan ırkçılığı devlet eliyle meşrulaştırmış, geleneksel ve çok katı olan bir yapının ortaya çıkması sağlanmıştır. Sonuçta ırkçılık, meşru ve geleneksel hale bürünmüş çok katı bir yapı olarak ABD"de devlet ve toplum işleyişinde yer edinmiştir.
OBAMA"ya gelince, o bir siyah. OBAMA"nın bugün ABD başkanlık seçimlerinde favori aday olması, her tür zorluğu aşıp Başkanlık koltuğuna oturması, yani bu noktaya kadar gelebilmesi çok önemli bir gelişmedir. Tam da bu noktada, gündelik hayatın hemen her alanında siyahî vatandaşlarına "yaşama"yı çok gören kurumlaşmış resmi devlet ideolojisi anlayışının yıkılışının, değişen dünya dengeleri açısından toplum desteğiyle gerçekleşmesi gerçeğiyle karşılaşıyoruz.
ABD"de de yaşanan bu olguya, aşağıdan yukarıya olan bir toplumsal gelişmenin, değişen ve dönüşen yüzyıla olan uyum ihtiyacının bir sonucu olarak bakılmalıdır. Çünkü ABD toplumu, değişime inandığı için, daha da önemlisi değişimin ancak kendileriyle mümkün olduğunu gördükleri için bugün OBAMA"yı desteklediler. Yani artık ırkçılığı, gündelik hayatın hemen her alanından çıkarıp atmak isteyen dinamik bir toplumun varlığı ile karşılaşıyoruz.
Onun için, OBAMA"nın toplumdaki hemen her kesim tarafından desteklenmesi durumu, resmi devlet ideolojisinden beslenen gelenekselleşmiş yapının ne olursa olsun değişen ve dönüşen dünya anlayışına direnemediğinin çok açık bir göstergesidir. Dolayısıyla, OBAMA"nın bugün o koltuğa oturmak için verdiği mücadeleyi ve o koltuğa oturmasını böyle görmek gerekmektedir. Yaşanan bu durum, Amerikan tarihindeki kölelik ve ırkçılık gibi kalın bir tabakanın, geleneksel bir yapının toplum eliyle kırılışından başka bir şey değildir. Bu olağanüstü bir gelişmedir.
Günümüzde dahi ten rengi farklı olduğu için, dünyanın hemen her yöresinde aşağılık uygulamalara maruz kalan siyahları ve tüm "öteki"leri temsilen, Amerika"da Başkanlık koltuğu için "savaş"an bir siyah"ın olması, değişen ve dönüşen dünyada daha fazla tutunamayan bu resmi ve ırkçı devlet politikasının ne pahasına olursa olsun "önünün alınabildiğinin" çok açık bir delili olarak önümüzde durmaktadır.
Sonuç: Ortaya Çıkan Hakikat
İnsanlar arasındaki "eşitlik" kavramının, bir ütopyadan ziyade aslında insanoğlu için "ideal" olana ulaşma gerekliliğinin olmazsa olmazı gerçeğinin değişimi bir ihtiyaç olarak benimsetmesi mecburiyeti, bugün Amerikan toplumunca ve kurumlarınca doğru bir şekilde algılanmıştır.
Bu anlamda, dünyanın geri kalanına bu konuda da öncülük edeceği şimdiden belli olan Amerikanın, kendi ülkesi ve toplumu için ortaya çıkan mecburiyeti, "mahallenin kabadayılığı" anlayışının dışında, hukuk ve adalet çizgisi üzerinde lehine çevirebilmesi yabana atılacak bir durum değildir.
Genel olarak çıkan sonuca bakıldığında ise, açık olan bir şey var ki o da 50 yıl öncesine kadar da "siyah babasını" belediye otobüsü koltuğuna dahi oturtmayan eskimiş, resmi devlet ideolojisinin bugün Başkanlık koltuğuna bir siyah"ın bile oturabileceği gerçeğinin resmi devlet ideolojisinin dahi kabullenmesi ve bu kaçınılmaz gerçeğe olan ihtiyacın, toplumca sınıf farkı olmaksızın aşağıdan yukarıya doğru olan müdahalesiyle ortaya çıkması hakikatidir.
Bu hakikatte, yalnızca Amerikan toplumunda değil dünyanın geri kalan ülkelerinde de "öteki"lerin umudu olan OBAMA"nın, bir "siyah" olması ve uzlaştırıcı, güvenilir politik duruşunun da etkisi unutulmamalıdır.
ABD"de resmi devlet ideolojisi zihniyetinin ve geleneksel toplum anlayışı egemenliğinin kırılışına tanık olduğumuz bu durumu kabaca böyle özetleyebiliriz.
Son Söz Olarak:
- OBAMA"nın Ortak Mirası: KAN -
OBAMA"nın başkanlık koltuğuna bir siyah"ın da oturabileceği gerçeğini değişen, dönüşen dünyada Amerika"da dahi önlenemez olduğunu gördük. Bu gerçeği ve Kenyalı bir siyah"ın torunu olan ABD Başkanı OBAMA"nın aslında "siyah teni" ve "beyaz teni", damarlarında, kanında nasıl erittiğini bir de kendisinden dinleyelim:
Not: OBAMA"nın,
okyanusaların ötesine ve kıtalara yayılmış olan kardeşlerime
diye ithaf ettiği, benim de illaki okunması gerektiğine inandığım bu kitabı, kütüphanenizden ve sevdiklerinizden mahrum etmeyin. BABAMDAN HAYALLER - Irk ve Kimlik Mirasının Öyküsü -, Barack OBAMA, Pegasus Yayınları, 2008.