Mewsîm û fesla nûjîn û vejînê
Cejn û "eyda "aşiq û me"şûqan
Dîdar û geheştina Mem û Zînê
(A.Geverî)
Fasl-ı bahar mevsim-i sevdadır Newroz, tabiatın ve cihânın came-tebdîl eylediği gündür...
Güneşin bir başka doğduğu, yeryüzünün üzerinde yürüyenlere selâm verdiği gün...
Değil sadece günlerin eşitlendiği; gece ile gündüzün birbirine ulandığı, birbiriyle aynılaştığı gündür... Aşkın ve sevdanın doğum günüdür... Gece ile gündüz gibi "aşık ve ma"şukun da birbirine eşit, birbirine müsâvî olduğu gündür.. Eğer vaktin yarısı gündüz ise yarısı leyl"dir; Aşk"ın yarısı Mem ise yarısı Zîn"dir...
Kürdîce aşkın muharriri Ehmedê Xanî"nin, Mem ile Zîn"i û Sitî ile Tacdîn"i buluşturduğu, onları dîdar-ı vuslat eylediği gündür Newroz...
Bakmayın lügatlere, New-roz, yeni gün, Kürdün sersalı, Kürdün bayramıdır demelerine.. Newroz sadece ser-sal û nû-bahar değildir.. Newroz, Kürdün tarihidir.. Tarihin zerrîn sayfalarından bir sayfadır newroz...
Ve işte Hazreti Xanî karşımda durmuş o altın sayfaları çeviriyor, Mem û Zîn şaheserinin eşssiz sayfaları karşımda ve Xanî bize Newroz"u cirûsk-i Kawa altında açıyor:
Dewra felekê ji bextê feyroz
Dîsan ku numa ji nû ve Newroz
Mebnî li wî adetê mubarek
Şehrî û sipahîyan bi carek
Bajêr û kelat û xanî berdan
Teşbîhê bi nejdîyan û cerdan
Sef sef dimeşin kûh û deştan
Ref ref dixuşine seyr û geştan
Hindek bi peyayî çûne baxan
Hindek bi siwarî çûne raxan
...
...
O yılın newroz"unda tabiat gibi Mem ile Tacdîn; ve Sitî ile Zîn de came-tebdîl (kıyafet değiştirme) eylemişlerdi.. Sitî ile Zîn, şalûşepik içinde iki yiğit iki pehlewan iki şêr idi; Memo û Tajdîn iki çav-xezal iki ahû iki qumrî idi.. Seydayê Xanî o "aşıkları böyle tasvir eyledi, artık sükût bizim, söz O"nundur:
Roja wekû bûye êyda tehwîl
Ew jî gerîyane came-tebdîl
Çawa xemilîne ew kiçanî
Ew jî gerîyane cil kuranî
Ev bûn ku me go di rozê newroz
Mislê Meh û Mihrê "alem-efroz
...
Botan"ın en çeleng yiğitleri Cennet"ten düşmüş iki huri olmuş; Mîrê Botan"ın iki kızkardeşi iki dilâver, savaş meydanında can alan; aşk meydanında keman-ebrûlarıyla evîndar gönülleri avlayan, onları kemend-zülüfleri ile dilgîr eden, esîr eden iki dilîr olmuşlardı...
Memo ve Tajdîn de herkes gibi Cizîr"in Newroz Panayırı"ndan sonra akşamüstü olunca meşalelerin yandığı meydana yürüdüler; yürekleri mum ve meşale gibi yanarken.. Onlar yüreklerinin fitilini ateşleyip yürümüşlerdi o meydana...
Sersal ku ji nû ve hat sazkirin û ji nû ve ket kar
Mîr destûr da xortên taze ku têda bibin beşdar
...
Ama o iki yiğit, Botan"ın o iki korkulu rüyası, Mîr"in canalıcı iki şahini ilk bakışta avlanmışlardı bile.. Memo donmuş, Tajdîn nefessiz... Karşılarında iki can-parçası, iki melek-sıfat duruyordu... Tajdîn lâl olmuş haliyle, Memo"yla hâl"lerini sorar meydandaki ihtiyara:
Go: Ey Xizirê rehê hîdayet
Bêje, ev çi bela ye bênîhayet?
Wî got: Du şehlewendê şeddad
Îro li vî xelqî bûne cellad
Wan go: Te nedî ku ew çi reng in?
Wî go: Du kur in, zîyade şeng in.
Wan go ku: Bişîr û şeşper in ew
Ya ne bixedeng û xencer in ew?
Wî go: Bi xemze û bi awir
Xelqê dikujin, wekî bi kêbir
Gotin: Eceb ev kiçêd kê ne?
Yan herdu melaîkêd Xwedê ne?
...
...
Ve soru sorma faslı uzadı bahar mevsimi kadar... Memo ve Tajdîn yandıları merak ateşinde.. Kimdi bunlar, ne tür melekti bunlar, hangi gülistanın gülleriydi bunlar...?
İki nû-"aşık, bu nû-biharda iki keklik olmuş kafese girmişlerdi.. Sarhoş ve medhûş olmuşlardı... Bu halleriyle kendilerinden geçip, o iki meleğe yöneldiler.. Memo, Zîn"in rakkîk parmaklarını eline alınca eridi, eridi ve Zîn"in parmağındaki yüzüğü çıkardı, Zîn"in aslını, nesebîni fehm etmek için... Tajdîn Memo"dan mı almıştı dersini? Evet o da almıştı yüzüğünü Sitî"nin bêfehmîyane...
Ve soru sordular tekrar kendilerine uyku gibi sevda sarhoşluğundan uyandıklarında:
Acep nerden kaptık bu hastalığı? Hangi savaşta yara aldık? Yok eğer değilsek hasta ve birîndar, ya nedir bu halimiz..?
Ve Tajdîn görür Mem"in elindeki parlayan yüzüğü, karanlık geceyi aydınlatan o çırayı ki ona yazılıydı Zîn..
Mem"in gözü de Tajdîn"in elindeki elmas yüzükten kamaşıyor, ve nakşedilmiş ismi okuyor Tajdîn"e: Sitî
Mem ve Tajdîn bir ağızdan tek-yürek der:
Bir ahengi tutturmasıdır dilimin, seni sevmek.
Seni güzel şeylere benzetemem; tüm güzellikler sana benzer.
Ey ser-tâc-ı dilberân, sana değen güzelleşir; sana değdim aşk oldum...
...
Bize söz kalmaz Newroz"u Xanî"den okumaya devam etmek dışında:
...
Ew mane digel evan birînan
Behsa me li ser Sitî û Zînan