Bileklerinden kan damlayan bir hayat yüreğimden beslenir...
Yüreğimin kıyısında meftûnvari bir şekilde oturur...
kümelenen bir suyun aksinde içine düştüğüm kuyunun aydınlığını görürüm...
düştüğüm kuyumda kümelenmiş suyun yüzünde Züleyha"nın yırtık gömlekli ellerinin sıcaklığının buharını görürüm...
o buhar kuyumda 11 yıldız olur da benim kuyumu bir gökyüzü kılar...ama unutma unutmak zordur be gülüm...
zordur gülüm karakışların soğuğunda baharın hâzânî kokusunu beklemek ney"in sesini bülbülün nağmesini beklemek elbette soğuktur, ama zordur, ama bu devasa hasrete mecburuz...
unutma ki unutmak zordur gülüm...
gülleri dereceğiz...
baharda olmazsa da berfinleri tutacağız tutam tutam...
berf"de berfinleri kucaklayacağız...he gülüm hayatın şu bizim kısık seslere aslında sadece bizim seslere alışmış sağır kulaklarımıza fısıldadığı şey nedir..?evet gülüm unutmak kolaydır deme unutmak zordur be gülüm...
sadece sessiz değil sesli sessiz harekeli harekesiz her harfe bir yürek eklemeli... yiğitçe düşleri terkimize atıp da yükseklere çıkışmalıyız...
hadi susma... susuyor konuşmuyorsun... haykırmıyorsun...hadi sıyır o lal dilini kınından da şeytanî yüzüme bir yürekli harf et ki yürekli ve kanlı bir kelime patlat ki beni maskelerimden kurtarabilesin
gölge etmek zordur gülüm sanma kolay zordur gülüm unutma unutmak zordur gülüm... söyle bana karşı... kır, senden gayri her şey çirkin diyen çirkin aynaları da sadece benim ayîneme bak...
sadece benim aynama bak senin ne kadar bende çirkin olduğunu seni ben olduğunu aynada görünenin aslında aynaya bakanın değil de aynaya bakanın bakmasından dolayı aynanın içindekilerinin dışa çıktığını görebilesin için bak...o zaman anlarsın kim kafa tutabilir zamana...
Artık hiçbir kitab mutlu-son ili bitmeyecek...
bu aramızdaki kavlimizdir artık...sana söz olsun seni Çîyayê Şengalê"nin derinliklerinde bunu ispatlamam için davet edeceğim...gel tüm kitapları kendimiz gibi edelim...ama unutma unutmak zordur gülüm....
unutulanların mezarlarını bir bir savuralım göklere ve Kays"ı bir sâlâ okuması için çöle gönderelim...
gel bir kara koç gibi sairlerin meydanında gezenin dediği gibi: gel gülle başlayalım şiire atalara uyarak...gel asude atalarımızı atlarımıza bindirip atalım kendimizi güllerin mekanına ....
irem"e adn"a..gelsin süt dalgaları ve taze şarap içelim...
çardakların altında atalarımızla kadeh tokuşturalım..tokuşturalım tokuşturmasına ama unutma unutmak kolay degildir be gülüm
ölüm zordur aşk zordur....
unutmak kolay sanma zordur...
...........